Sana ibretlik
Bir hikaye derliyim mi
İnsan yakınlarının
Acılarından da
Dersler alır
Düşünce yapar
Misal olur
Vesile olur
İlham alır
Yazdırır

Rahmetli Saliha halam
1965 doğumlu idi
90 öncesi sigorta girişi
Biraz da primi

Yıllardır dışarıdan
İsteğe bağlı
Primini ödeyeyim
De emekli olayım diye diledi

Enistemi de
İş için gittiği Denizli’de
Kalacağı pansiyona
Girdiği anda
Kalp krizi ile aniden
Daha 1,5 sene önce
Kaybetmişti
O rahmetli olunca
Eşinden maaşı da vardı
Çok şükür

Geçen sene
Babam öldükten, 5 ay sonra
Tam Mayısta
58 yaşını doldurmuştu
3600 primi de tamamlamış
Başvurusunu yapmıştı
Dilinden düşürmüyordu
Bitti bitecek
Ha geldi gelecek diye
Vakti zamanı

Sonra tam dilekçesini
Verdi
Bir kaç ay içinde
Bir hastalandı
Yatış o yatış
40. günde
Kendisini
Kaybettik

Bir kuruş
Emekli maaşı bağlanıp
Nasip olamadan
Gözlerini yumdu hayata
Nurlar içinde uyusun
Hepsi de

Kaderin önüne
Kim geçebilirdi ki

Tüm ölmüşlere
Rahmet diliyorum
…

Zıtlıklar arasında
Nasiplerden bir nasip
Saat gece yarısını mı
Yoksa gün ortasını mı
Çoktan geçip gitti
Azdan da vardı
Tan yerinin ağarmasına
Belki de kararmasına

Ne diyebilirim ki
Boşluklar da dolardı
Hoşluklar da taşar
Belki loşluklar da
Gölgelenir ya da açılır

Bir hayal sepeti gibi
Asi ve rehin masallarda
O yosunlu kağıt duvarlardan
O çatlayan aralık tonlardan
O patlayan resif paletlerden
O deli pınarlardan, kuru dallarda

Öyle güzel
Bir seyirdi ki
Oysa perdede
“Oyun bahçesi”

Sevgili’m
O sahnelerde
Yanaklarım
Avuçlarım mı pembeleşti
Kızarır oldu bir ara
Ne zaman çalsam kapını
Ne zaman varabilsem
Buselik makamına
Ne zaman aralasam
O notalarının kokusunu
O gönül sazının

Bükercesine boynumu
Bir hasretten özleme
Çalparken yüreğimde
Titrerken taçlarımda
Nasıl bir heyecan
Nasıl şaşkınlıkla
Kala kalırım o sılanda

Ne zaman
Yol alabilsem
O tahtına
O zirvene ve
O kuytularına

Sen o keskin ucu eriyişlerim
Sen açık seçik üşüyüşlerim
Sen peşi yağan ateşlerim
Sen ki yanan hücrelerim
Sen ki lâl körelmeyen
Közleşen gizlerim

Sen
Aşk’tan aşılanan
Aşk’a aşktan misallerim

….