5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
986
Okunma
Önce yağmur damlalarıyla düşerdi
Gülün solan yaprakları yere
Toprak nefes almaz
Gülden diye göğsüne bastırırdı.
Gök kusar öfkesini hasetten
Rüzgâr vuslatı hep ertelerdi.
Ve sonra
Eylül biter kasımlara hazırlanırdı mevsim
Kucağımda bir sürü yetim ekimler
Yorgun ellerim
Hasrete döker dallarını
Göçlere hazır sevdalar yüzünden
Yüreğimi göçmen kuşlara benzetirdi.
Ve dönmeyeceğini bile bile
Vuslatına gübrelerdi baharı.
Nasılsa karlar yağardı kışın pencerelere
Ansızın serçeler üşüşürdü pervazın kenarlarına
Göçmeyen kuşları vardı hayatın
Eski şarkıları kovalayıp radyonun
Kısa dalgasında istasyon arar,
Baharla birlikte umudu belkiye gömerdi.
Dirilirdi yeniden, toprağa atılan tohum
Yaprağa susayan ağaç
Bulanık akardı suyu derenin
Mısır tarlasına inerdi kuşlar
Işıklar yanardı viran evlerinde sokağın
Kadınlar sabah çapaya gider
Akşam vakti erkekler kahveden eve döner
Hayat sıradanlığında akar giderdi.
Ve ben dönmeyeceğini bile bile
Hasretle hecelerdim baharı.
Şimdi bütün çitlerini yıktım ömrün senden yana
Baharla büyüyen başakları hiçe saydı ömrüm
Uykusuzluğu yendi artık gözlerim
Ahde vefa olmadığını bile bile
Seni zihnimden silmeye karar verdim.