Sözler dalga dalga kovanlarından çıkıyor
Denetimsiz özgürlüğün varlığına şükrederek
Yaralarımdan kimi usulca öpüyor kimi hoyratça soyuyor kabuklarını
Yüreğim diyorum evrensel bir mezarlık yeter hepinize
Hep birlikte bekliyoruz darağacının yağlı urganında sıramızı
Şiirler tuz basıyor, türküler dert ekliyor
Olsun, eminim aslına döneceksin.

Dünyayı balkondaki saksılara doldurdum yine dün
Bütün gece gökyüzünü toprağa düşürdüm
Coğrafyamın bütün derelerinden damıttım
Gün doğmadan verdim can suyunu
Değişmem desen de biliyorum huyunu
Olsun, eminim aslına döneceksin

Kayıtsız savruluşlarıma seni ortak tutmadım
Şirk koşmadım sevmelerine
Sabıkasız düşlerim çok oldu düşmesem de yakandan
Dağlarda Ferhat ,kör kuyularda Yusuf oldum
Koşulsuz tutkularım sevgiden çok öteye değse bile
Olsun, eminim aslına döneceksin.

Bahçedeki ağaca çaput bağladım adını içten anarak
Gül dibine özlem dizeleri ektim yeniden doğuşu umarak
Pervazları buğday taneleri ve suyla doldurdum kuşlar için
Bir sevap bin belayı savuşturur der büyükler, uydum
Tütsü kokan nefesimde gözlerinin sürgüsünü araladım
Olsun, eminim aslına döneceksin.

Bir yanım Kabil’in günahını taşımaktan yorgun argın
Yırtıyorum artık yakasını hırkamın tütsülü ellerim
Bir yanım Habil , katlimi hazır kıta beklemekteyim
Köle pazarında satılmaya hazır eşya ruhu insanlığın
Firavun, saray ,taht ve makam hatta Züleyha çoğu kadın
Olsun, eminim aslına döneceksin.

Vahh…
Göğsüm hasret sulara çöle dönüşürken narından
Eyy …
Züleyha’yı yaşatan bütün kadın ve erkekler
Gözlerinize mil çekin topraktan.

SİNAN YILMAZ