0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
441
Okunma
Kaç yaşında ölürüm ki ben
Veya daha ne kadarı var ki ömrün
Keşke bilebilseydim
Boşaltır heybeyi
İyot kokulu rüzgârları çeker içime
Yosunlara sarar bedeni belki rahatlardım.
Islıkla söylediğim marşlar asılı dallarda
Ben kalabalık mahallerin kimsesiz yabanı
Yeşilin, mavinin ille de acının coğrafyasıyım.
Kafamda kesik yarası
Ellerimde ana mirası nasır
Babamdan saçımdaki kuş yuvası
Uzak diyarlara özlem hırsı
En çok haykıramadığım türkülere hasretim
Kaç evredir ki yaşam
Her yenilgi fena
Her zafer başkasına yaradır.
Genetiğe mesafe kolay değildi bizim mahallede
Reddettim.
Biat etmeyeni sevmezlerdi.
Kabul etmedim.
Sözde baş tacıydı, ata mirasıydı gelenek
Kimse uymuyordu aslında
Çoğuna ben itiraz ettim .
Ne değeri var ki sayıp dökmenin
Bir harman yeri yaşam:
Kimi toprağı işler.
Kimi tohumu eker.
Kimi ürün toplar.
Emeği çok olanın kazancı neden hep azdır.
Kaç yaşında ölürüm ki ben
Veya daha ne kadarı var ki ömrün
Acının coğrafyası bir şiire nasıl sığar
Eksiltili olmayan kaç cümle kurulur
Ve her yeni arayışa gebe kabulleri
Çok olsaydı ömrüm belki
Tomarlara karar marşlarla türküleri
Türkçenin bütün şivelerine sağardım
SİNAN YILMAZ
5.0
100% (1)