19
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1712
Okunma

artık
seyrek bakışlarının
sokak gezmeleri makbûl
adım başı sakız çiğneyen korkun
çektikçe uzayan don lastiğinden farksız bu şehirde
birinci sınıf sevişlerini
üçüncü sınıf odalarda
sınıf atlamaya hevesli oğlanlarla büyüttün
bir kere olsun dedin mi bana
.
.
.
sınıfını geçtin
şimdi
şebeke suyuyla yıkanan ruhundan
fışkıran
hep kirli intiharların
sünepe ağızlı suni teneffüslerde asılı kaldı
diazemli dudaklarımdan yayılan
aşk kokulu sözleri süründün
ayrılıkların kamburu tren istasyonlarında
bir kere olsun dedin mi bana
.
.
.
kokunu özledim
veda
sesinde mısır çarşısı kuşlarının
lirik dansı doğuyor
az ötede boğulan deniz
balık ekmek teknelerinde can pazarında
büyürken gözlerim
çekingen bakışlarının
sehpasız idamlarında
gölgem kısa kalıyordu sevdana
bir kere olsun dedin mi bana
.
.
.
karanlıkta gölgemdin
zamanı
ikinci elden kiralık düşlerle yaşarken
bir ayak izini korkutacak kadar sessizdin
ses etmediğin beddualarım dönerken
çarpınca yüzüme
sana bıraktım günahkar ellerimi
inançların cami avlusuna bırakılmış dinsizi ile
kan kardeşliğimi bozdum
sadece sana inandım
meğer tanrı benmişim
bir kere olsun dedin mi bana
.
.
.
sana da taptım…