Uzanır ellerim gecenin koynundan
Doğacak güneşi bekleyen şafaklara

Tarihin zulasından süzülen bir ışık düşer içime
Hayyam’ın rubailerinden tanırım şarabın kızılını

Bilmesem de Babil’in asma bahçelerini
Bir kaç söz duymuşluğum vardır hakkında

Cennetten çalınan meyvenin tadına vurgunumdur
Ki mirastır bize Âdemle Havva’dan

Truvalı Helen girer düşlerime
İki yakasını bir araya getiremem denizlerin

Oysaki denizler bizim denizlerimizdir akı karası ile
Kıyılarında aşklar büyütürüz Egesi Marmara’sı ile





Alamut kalesinin burçlarından cennete uçar
Bir yüreğin derinliklerine düşüp fedailiği öğrenirim

Onlarca dilde yüzlerce şarkı dinlesem de ne bir lir sesi
Ne de bir gayda nefesi derman olur bağlama aşkıma

Bebeksiz beşiklerini sallarken Filistinli anneler
Yurtsuz yuvasız çığlıklar çınlar kulaklarımda

Kan revan asırlar geçer gözlerimden
Buzullar değer bakışlarıma





Yenidünyalar keşfederim bir kâşifin gemisinde
Bir Kızılderili kabilesinin totemine asılı kalır yüreğim

Uğramazlar gönül ülkeme Nil nehrinden gelen turnalar
Bilirler ki bin Züleyhayı bir sevdaya değişmeyeceğimi

Ve sevmişliğim Mayaların takviminde işaretli kalırken
Neruda’nın şiirlerini armağan ederim sevdiğime

En eski sevdalar okunurken Yenisey yazıtlarından
Kan kokar Tiananmen Meydanı

İber yarım adasının en güzel aşklarını resmetmesini beklerken
Yemin olsun ki ben değilimdir Picasso’ya Guernica’yı çiz diyen

Gorki’nin üniversitelerinde şiir üstüne eğitim alan da ben değildim
Ama en çok da Gülsarı’yı sevdim Aytmatov ustanın satırlarında





Boynumda ‘her şeyde hep beraber’ demenin yaftası
Bir incir ağacında aslıdır hala bedenim

Ve Gemerek’te ve Şarkışla’da başlarken sonsuz hayat yolculuğu
Ben içimde yaşatamadığım sevdalara ağıtlar yakmışım ne fayda

Karanlık sokaklarda dövüle dövüle öldürülsem de
Kızılay meydanında vurulsa da sevdam üç kurşunla

Girdiğim bütün düşsel savaşlardan yenik çıkıp
Kabuk üstüne kabuk bağlasa da yaralarım

Yinede her şeye rağmen uzanır ellerim eylülden ekime
Hem de yıldız ışıkları güzelliğinde yepyeni başlangıçlara

Ve aklımda netekim sözcüğüne nefretim
Her on iki eylülde silmeye çalışırım hafızamdan
Bu günümü dünden hazırlayan faşizmin ayak seslerini