Bir kimsenin beni yüzüme karşı methetmeye hakkı olursa, yüzüme karşı beni tenkit etmeye de hakkı olması lazımdır. bısmark
Ramazan Boran 1
Ramazan Boran 1

Eylülde Sehven Yaşamak

Yorum

Eylülde Sehven Yaşamak

7

Yorum

55

Beğeni

0,0

Puan

963

Okunma

Eylülde Sehven Yaşamak

Eylülde Sehven Yaşamak

hicret kuşlarının kanatlarında
uyumsuzluk modunda eylül türküleri
hava güneşli mi - güneşli
dudaklarımda karla karışık yağmur efekti
gözlerimde yüklü bir kervan
göğsümden akıp giden göçün serinliğini
ve üşümeyi izah edebilirim


ünlemi giderek kabaran suların ulağı
boz bulanık bir kanalda beni özet geçiyor


oysa bir arpa boyu hayat vardı aşılacak
ardını bilmediğim dağların öteki nüshasıydı yüzün
dağların önünde sayıklamak bir hüner midir
ekinlerin rüyası ne zaman sona erdi bilmiyorum
her şey yalandı sanki
oraklar aklımın başucunda durur
sınanmak en ağır bedeldi omuzlarımda
sessiz sedasız vurulmak
belki de en çabuk solandı insan


yer çekimine kapılan zavallı bir taş gibiyim
direncimi kaybettim


içli bir ıslığın ezgisinden masallar derdim
şarkılardan atılmış Leyla’yı makamında ziyarete geldim
çöllere bağı yırtık notalar öğrettim
kumlara da avunmayı
ateş böceklerinin saygısını kazansaydım eğer
dikenli yapraklarda merhamet olurdu adın


sonum ılıman bir iklim olmayacak
içimde semazen bir ateş
külüne uyanmayı emrediyor
devrilen bir lambanın fitilinden tanelerimi topluyorum
vedalaşmanın adını kazıyorum taşlara
şöyle cesur bir yüz bulsam diyorum kendime


arka fonda ’’sordum sarı çiçeğe’’
yüzleşip güzleşiyorum
şiirin nasıl bir yaprak düşümü olacağından bahsediyorum
toprağımın kütlesine
devrik bir cümlenin yüklemine
son kurşun sıkışıdır belki bu
belki de deri değiştiren ardışık acıların son bulması


tahsil vadesi geçmiş diyorum ömrümün
çoktan protesto edilmişim
adın şimdi bir zıpkın gibi balığın karnında
bir boşluğu dolduran ses
alacaklım geldi galiba
galiba ödeşiyorum




_boran (arşiv)

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Eylülde sehven yaşamak Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Eylülde sehven yaşamak şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Eylülde Sehven Yaşamak şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
As
Aslı Şengün, @aslisengun
12.9.2024 09:27:40
Uzun uzadıya yorum yapmaya gerek yok biraz mistik biraz hüzünlü..
Şiirin ortalarına takıldım(sevdim)..
Tebrikler..
Beyhudenin Kalemi
Beyhudenin Kalemi, @beyhudeninckalemi
7.9.2024 21:56:34
Bir eylüle kırgınım
Bir de sana
Yine de geldim sana karakıştan sonra


Bir eylülden geçemedim
Birde seni sevmekten


Yüklemi sen olup kabaran sular
İçimden taşarak geçiyor
Sen hislerinin altında kaldım
Üşümeyi tarif edemem ama
İçimde sen meşalesi var sönmeyen
Yanmayı tarif edebilirim

Gözlerime bakabilseydin
İçindeki seni görebilirdin
Ben ağlayamam sana bilirsin sen
Sen kaybından ölebilir gözlerim

Bir islik izdi hazan
Ekinler ne zaman boyun büktü bilemem
Diyemem ama
Başakların sarısı yüzünün yokluğundan diyebilirim


Her giden güne inat
Bir kibrit çakar gibi uçan ateş böceklerini yakalayabilseydim eğer
Yoluna fener gibi dizebilirdim tek tek


Ellerim sana tutsaktı oysa
Ayaklarım sana prangalı
Bir eylüle kırgınlığım geçmedi
Bir de sana


İşte bu yüzden Bir eylül geçiyor içimden sana sunulmaya
Bende kalıyor sonra sarı sevdalar


Sen üşüme
Ben yanarım sarı hazanlarda
Ne olur çekilme bu topraklardan
Sen kaybından ölebilirim


Kırgınlığı bırakıp bu arşiv sonbaharına sarı sürmeye geldim

Gidiyorum ))

Eyvallah

Beyhudenin Kalemi tarafından 7.9.2024 22:12:04 zamanında düzenlenmiştir.
Etkili Yorum
Aren-
Aren-, @aren-
7.9.2024 18:06:03

Sürçü lisanımızdan Allah’a sığınır, hatalı kelamdan Hoşgörüne sığınırım sevgili kardeşim.

Ve Sonra…
Sararmışlığa inat sarılır dört kolla, iç sesinden tüten yalnızlığın itfaiyesi olur kendine şiir… Serer rahlemize ‘’oku’’ der bize! Nereye kadar? Okundukça çıkan anlamlar utanır. Çıkartamadığımız daha niceleri duruyordur rahlede. Bir kıvılcımın mümessili tutar kulağımızdan ‘’Dinle’’ der!
Fısıltılar derin bir depremin öncüsü, biz duymadan duyar hayvanat… İşte onların duyduklarını duyamamak bizi kısır kılan ‘’Sarı çiçeğin’’ ne bildiğinden haberdar olamamak…
‘’Sehven’’ veya eğreti yaşamı anımsatır bize Eylül ‘’Son Perde’’ nin son replikleri gibi hissettirir…

‘’hicret kuşlarının kanatlarında
uyumsuzluk modunda eylül türküleri
hava güneşli mi – güneşli
dudaklarımda karla karışık yağmur efekti
gözlerimde yüklü bir kervan
göğsümden akıp giden göçün serinliğini
ve üşümeyi izah edebilirim’’

‘’Hicret kuşları’’ Başka bir diyara göç vaktini anlatır. Sıcak memleket hasreti değil döngünün mecburiyetidir. Ne yazık ki uyumsuzluk modunda hala kendimize dur demediğimiz anın sarhoşluğunda bir çoğumuz. Fark edenlerimiz ise ‘’Güneşli’’ olsa da Eylül sarartının yakın zamanda ‘’karla karışık yağmur’’ a döneceğini, (Efekt) bu günlerin yarına işaretimizdir Eylül!
‘’Gözlerimiz’’ o kadar şahit ki yüklü bir kervan gibi, yaşanılanların izahını kendine dönmesiyle şairimiz bize vurgulamakta.

‘’ ünlemi giderek kabaran suların ulağı
boz bulanık bir kanalda beni özet geçiyor’’

Buradan da anlıyoruz ki Boran Kardeş’im kaleminin maharetiyle üste anlatılanları bizlere derin bir şekilde ifade etmekte…

‘’ oysa bir arpa boyu hayatı vardı aşılacak
ardını bilmediğim dağların öteki nüshasıydı yüzün
dağların önünde sayıklamak bir hüner midir
ekinlerin rüyası ne zaman sona erdi bilmiyorum
her şey yalandı sanki
oraklar aklımın başucunda durur
sınanmak en ağır bedeldi omuzlarımda
sessiz sedasız vurulmak
belki de en çabuk solandı insan’’

Çok sanıp en az olandı zaman ve bu zamanın sınav olduğunu anlamak bu kadar geç olmamalıydı. Gördüğümüzün ardındakileri göremediğimiz için yok saymak ne kadar akılcı? Bilmediklerimizi hiç düşünmeden ‘’Sayıklamak’’ hünermiş gibi savurduklarımızın yüze vurumudur Eylül aynı zamanda… İşte ‘’Sehven yaşamanın’’ bir diğer anlatısı…
Ve… ‘’ en çabuk solandı insan’’ Biz çiçeklerin tekrar tekrar eden solmalarını izlerken ancak solduğumuzda anlıyoruz veya kırıldığımızda ne kadar güçsüz olduğumuzu…

‘’yer çekimine kapılan zavallı bir taş gibiyim
direncimi kaybettim’’

Bu dizelerden anlıyoruz bunu da…



‘’içli bir ıslığın ezgisinden masallar derdim
şarkılardan atılmış Leyla’yı makamında ziyarete geldim
çöllere bağı yırtık notalar öğrettim
kumlara da avunmayı
ateş böceklerinin saygısını kazansaydım eğer
dikenli yapraklarda merhamet olurdu adın’’

Birinci tekil şahısla başlayıp devam eden ve sonunda ikinci tekil şahısla bitirilen bu bölümden anlıyoruz ki: Boş işlerin ardından geceyi aydınlatan bir ateş böceği kadar olabilseydim bana yetecekti. Yine kendisine dönüyor sevgili Kardeşim. Tabi en doğruyu yine kendi bilmekte bizimkisi sadece hissiyat…

‘’sonum ılıman bir iklim olmayacak
içimde semazen bir ateş
külüne uyumayı emrediyor durmadan
devrilen bir lambanın fitilinden tanelerimi topluyorum
vedalaşmanın adını kazıyorum taşlara
şöyle cesur bir yüz bulayım diyorum kendime
korkmak nasıl bir patlayıştır biliyorum’’

İzin verirsen kardeşim başka bir yolla anlatmaya çalışayım bende ki aciz meramı:

Semazen bir aşk ki dönsün semada
Sonu şeb-i aruz demiş Hz Mevlâna
‘’Gel yine gel’’
Ne kadar devirsek te lambayı
Ne kadar tanelensek de diyarda
Dünyanın vedası kavuşmaksa Hak’ka
‘’Sen bensin kardeşim bende sen’im’’
Benlikten uzaktır yolun bilirim
Düşen damlaları seçmez okyanussun
Bunu da bilirim
Bu damla sana karışsın senle silinsin!

Ve sevgili kardeşim geride ne kaldığını bilemeden söylüyorum ki bir hoş seda bırakmak…

Ne kadar anlatmaya kalksak ta kardeşim: Ben damladan içteyim sadece…

Selam dua ve saygılarımla…
flador
flador, @flador
7.9.2024 17:42:45
Aynı mevsime sarılmakta, iki insan yüreği... paylaşılan hüzün, belki de renkler ayni.

#sessiz sedasız vurulmak#
İlk defa sessizliğimden utandım

Vefa der eylül
Bende tabi ki.


Ben ve bremen mizikacilari
Selamlar Alaskadan
Yahya İncik
Yahya İncik, @yahyaincik
7.9.2024 16:55:16
Eylüli bir şiir yakıştı
Etkili Yorum
Gia.
Gia., @gia-
7.9.2024 15:46:43
Ne zaman bir şiir okusam ve okurken aynı zamanda dinlesem o şiirin hikayesini, bana hep bir cümle veriyor avuç içlerinde.

O cümleyi ben mi seçiyorum, yoksa cümle mi beni seçiyor...işte burası muamma.
Ama ne fark eder ki diyorum, sonuçta o cümle ve ben buluyorsak birbirimizi

Sonra sessizce diyor ki bana o cümle...hissettin biliyorum. Ben de hissettiğini hissettim, biliyorum.
Değil mi ki şiirlerin bazı dönemeçlerinde şiir ve okur anlar birbirini. Benzer ayak sesleri vardır zira. Benzer renkler, benzer melodiler, benzer sesler-sessizlikler...

İşte bu şiirde bana gelen cümle de şuydu;
" Belki de en çabuk solandı insan"

İyi şiir için teşekkürler sayın Boran
Saygımla
Etkili Yorum
Râzı.
Râzı., @rzi-
7.9.2024 14:40:41
"Arka fonda sordum sarı çiçeğe..."
Bu aralar arka fona odaklanmaya çalışıyorum
birşeyler söylüyor sanki sarı çiçek ön fonda tuttuğum herşeyden daha önemli
Tevafuk şimdide şiirde gülümsedi sarı çiçek Boğuluyorsun dedi neden boğulduğunu bilmeden şimdi öğrenme vakti
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL