3
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
453
Okunma

Şehirlerin kalabalığı,
Kirletilmiş pis bir deniz gibi dalgalanır,
Her dalga bir insan
Ve her insan bir soğuk rüzgâr,
Gözlerime çarpan ışık ruhumu karartır,
Her bir köşede yalnızlık,
Her bir adımda terkedilmiş ıssızlık.
Bir hayalin içinde kaybolmuş eski zaman,
Gözlerim kapalı,
Fakat öksüz kalmış içimdeki sükût,
Yüzümdeki mahsusçuktan gülüşler,
Kötü birer maske gibi
Ve kalbimdeki boşluk,
Kuru kalabalığın kötü kokan soluğu.
Yalnızlığın hüzzam melodisi,
Bir orkestranın detone notası,
Ruhumda yankılanan o cızırtı,
Kalabalıkların hışırtısı,
Sözler birer gölge
Ve gözler ise birer aynadır,
Kimse görmez,
Kimse bilmez,
Bana miras bu derin izleri.
Bütün yollar aynı gibi,
Her köşe başında devasa bir fare kapanı,
Kalabalıklar içinde yalnızlığım egemen,
Her ses boş bir yankı,
Ve her bakış koyu bir sis,
İçimdeki boşluk,
Koyu bir karabasan
Ya da en karanlık düş.
Karanlık bir gökyüzü,
Yıldızsız bir gece,
Bir yalnızlık var içimde,
Kör bir jilet misali yüreğimi kesmekte,
Her adımda biraz daha derin,
Dikiş tutmaz ve vahim,
Kalabalıkların sarhoş parıltısı,
Kör eder gözlerimi,
Ruhumun kesilmiş dili,
Bu şehrin susmak bilmez sesleri.
Bir yürek var burada,
Kabalık ve kalabalıkların içinde,
Ama kaba kalabalıklar,
Yıkıp geçmenin peşinde.
İçindeki yalnızlık,
Bir okyanus gibi derin,
Derinler gibi karanlık,
Ve koptu kopacak bir fırtına,
Her dalgada boğulurken ruhum.
5.0
100% (9)