0
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
288
Okunma
Şaban
Bir yolumu bilinmez kılan şuurum mu var
Şarkılarımı sana yol diye seslendiren dilim mi
Kaburgası sırtından çökük bir deprem soluyor burnumda
Kül olmuş bir yarene elveda dizmeden çöküyor bulutlar üstümüze şaban
saldırgan bir geyik nasıl bir buzağıyı aslan sayarsa
Ve
savaşım seninle onun renginde
Güneş salyasını hangi gölge altına s/aklarsa
Çocukken nasıl da topa çağrıda
kocaman serzenişte yoldaşlık yapardım sana
Vaveyla gibi bir delilik vurdu fırtınalara...
Şarkılarım düğmeli kravatı şapşal yatılı anılarımı anımsatır
Gönül sadakasıyla
İçimin sızısı derin bir melodi sırtında
Yıldızlar kayar saçlarıma sonra
İlk görüşte solar yüreğim ömrümün ortası gibi bir yerlerde şaban...
Külçe altına bozulmamış bir Tanrı şakırdaması
Yani ufka eğilen bir gerdeğin zerdeşte selamında
Ne incinmişlikler var bilir misin Şaban
’suna dedimse sen’
Kara kaşına bir k/adın var ki dayım zaten bozguna uğramış bir oyuna terkinle
Değersiz bir meta gibi
aklımın hafisinde sadece seni doladığım
Sahi ne oldu bana Şaban
Hangi ziyaret vurdu çanaklarıma ki
Hangi deryanın eşiğinde boğuldum
Hangi zemherinin beşiğinde yoğruldum
Öldüm dirildim
Dirilerek öldüm
Ve binlerce kez bir ölüyle sevişerek seni anarken...
Gezgin imgeler...
5.0
100% (2)