7
Yorum
14
Beğeni
4,9
Puan
331
Okunma

Tam iki asrı aşmıştı ki savunmadaydı yurt
Dört bir yandan saldırıyordu türlü çakal, kurt
Ve basmaları yok muydu nasırımıza hey gidi
Dağıldı da sisler görüş nasıl da bir netti.
Birisi çıktı bağrından vatanın, derledi gücü
Onunla alındı yol, yansıyandı zemine izzetle
Yırtarak enginleri, varım dedi millet hep birlikte
Geldi vakti tastamam, alacaktı elbet o öcünü.
Bir cakayla gezerken kurmay İngiliz subayı
Sandı ki asla geçilemez tahkim edilmiş cepheler
Bir iki teşebbüs olsa da keyfeder, boştur gayretler
Oysa bu millet sarsılsa yer, çökse üste gökler
İhlasla yüreğinde taşımakta olan o inanınıyla
Yeniden doğuracaktı şafağı, o ki ne büyük zafer.
Akıl, yürek, iman ve vatan sevgisiyle yoğrulan
Önderi Mustafa Kemal`e sadakatla bağlanan
Durdurulabilir miydi söyleyin hangi düşmanmış bu
Parlatmış süngüler,mermiler de sürülmüş namlulara,
Bir cehennemi yankılattı top sesleriyle tüm cihana.
Bu bir ruhtu ki mukaddesattan feyz alır, beslenir
Onun karşısında bu hangi zulümmüş ki direnir
İşte o kudsiyeti yitirmemelidir, verecektir zaferi.
Ve dedi ki kurmayı, onbaşısı, eri ve hülâsâ Mehmedi
Siper de ederek mermilere göğsü, düşürmedi sancağı
Verdi kesik koluyla çukurda canını da korumuştu izzeti.
Bir fırtınaya tutulmuşluk halinde dağıldılar
Can havliyle sökün olup, arkalarına bakamadan
Akdeniz`in kıyılarına nasıl da bir pür telaşla
Eriyerek her saatte sayıca, taruman da oldular.
Bu yurt bizimdir asırlardır böyleydi, verdik cevabı
Bize hasımlık edenlerin de o gün kesilmişti hesabı
Bir miskinlik halinin sona erişiydi o günler, şahlanış
O asil duyguların selindedir bugünlerdeki yaşanış.
Güne doğuyorsa tüm ışıltılarıyla yurda o güneş
Mazimizdeki ateşli günlerin yıkıntılarındaki
Tüm ümitler bitmişti derken ki hezeyana son veren
Özümüzdeki ilhamla ve asil kandan da demlenen
Bir Mustafa Kemal vardı ki, bizi bize katan, dirilten
26 Ağustos`ta Kocatepe`de ufku delen bakışlarında
O değil miydi yine 9 Eylüllerin güzelliklerini gören
Tam da bu gerçekle 30 Ağustos, sadece zafer değil
Onun mimarı vefakâr ecdadının hatırasını yaşat
Bu hatırayı besleyen maneviyatı anla, saygıyla eğil.
Sıradan olmayan gerçeklerdir bunlar, destandır
Kocatepe Sırtlarından ta İzmir`e bir yol bul da
Kanıyla toprağı sulamış ecdadın her köşede
Kiminde kesik kolda sancağı, kiminde huşuyla
İçine kor gibi düşen vatan nidasında göz yaşınla.
Albay Refet`i, Şefik Yüzbaşıyı oku, yeniden hatırla.
Takvimlerden bir gün değil bu, yeniden varoluş
Bu cennet vatanda bize kem gözlerle bakanları,
Dileriz ki bulsun en hatırlısından bir kahroluş
Minnet dahi etsek nafiledir biliriz o ecdada
Zaferden öte bir nimetti bakiyesi bize kalan da.
Öyleyse dil uzatıp o hatırayı kirleten edepsize
Mazisinden habersiz, şuursuz yaşayıp dilleyene
Hatırlatışın da adıdır bu zafer, had aşana tokat
Bu asil milletin her ferdi söyledi sözünü ta ezelden
Bir ve beraberce yaşamaya ettiler her daim murat.
Ey muallimler ordusu, bu gün kronojiden sayı değil
Öncesi, sırası ve sonrasında asil özümüzedir meyil
Doğru kalemlerden beslendikçe tertemiz kalacak
Geçse de asırlar yitmeyecek kıymeti, daim olacak
Her cephesinde dört bir yandan koşup gelenlerin
Titreten o öyküleri, bizi diri tutmak için her demde
Kutlanırken coşkusuyla bu büyük zeferimiz milletçe
Ta o günkü tazeliğinde capcanlı duracak, yaşayacak.
Oğuzhan KÜLTE
5.0
88% (7)
4.0
12% (1)