Çocukluğumuzu bıraktığımız yörelerden
Sevgiye ve aşka duygular taşıyarak…
Yürek yaralarını sarmak için
Gurbetin kızıl akşamlarında türküler söyledik…
Kimi zaman mısır tarlalarını gurbete taşıdık
Hasret türkülerinden köprüler kurarak…
Yüreklerimize zerk ederdik Anne aşkını
Yaşadığımız şehirlerden taşarak geldik
Sokakları,denizleri,ovaları türküleştirdik
Yakamozları seyrederken mırıldandık sevgileri
Kulaklarımızda kaldı şırıltısı akarsuların…
Yüreğimize saplanır anne sevgisi

Hangi babayiğit getirebilir ki
Anne sesleriyle süslenen geçmişimi
Ancak maziyi anlatırız şiirlerimizle…
Anne özleminin güzelliğini anlatırız şarkılarda
Mısralarla süsleriz o temiz duyguları…
Türküler okuyarak,şiirler yazarak dokunuruz geçmişe
Yıldızlarla dizeriz gökyüzüne güzel anıları Uykusuzlukla yamanan zamanları
Yudum yudum içtiğimiz türkülerimi bana getirin…
Hasret ağlarında yalnız bırakmayın beni
Yarım kalmasın pembe düşlerim

O kutsal anne kelimesini es geçmeyin
Treni uzaklara götürür,hasret rüzgârı estiri yüreğimizde
Gurbette insanı muma döndürür…
Uçurur, ıssız yollardan geçirir…
Aşık eder sevdalandırır…
Elleri kınalı, yüzü duvaklı kızlara destan yazdırır…
Öç alır Anneye karşı olanlardan
Deliye döndürür kapkara bulutları
Hasret olur yağar gecelere
Anne yusuf olur zindanlarda…
Anne yunus olur sahralarda
Ve dilden dile dolaşan türkü olur mısralarda
Her akşam çalınır sazın tellerinde
YEŞİLIRMAK