0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
188
Okunma
Gözlerinin kahvesinde kırk yıl hatır olmaya geldim
Telvesinde fal bak bana,her yol sana çıksın
İki vakte sana geleyim, bir ömür adanmışlığımla
Gözlerinin cennetine secde ederken sevsin seni her zerrem
Yılların hasretiyle yaslayayım başımı omzuna
Masal anlatayım sana dizlerime uzan hele Saçlarına umut öreyim bir gelincik sevdasıyla
Kıblegahım ol!! yurduna hicret,vuslatım olsun inanmışlığımda
Seher vakti geleyim rüyalarına
Aşk ile göresin beni, kalbinin kanatlanışında
Dağlardan yankılansın çığlıkların
İsmim cığrışsın her canlının yüreğine
Denizden çıkan inci gibi saf ve duru
Sen bambaşka birşeysin
Sana layık değil diye kullanmadığım cümlelerin bir çoğu, başka şairlerin en güzel dizeleriydi
Kendi açlığımı bırakıp,senin tokluğuna müptela olmuş rızkım
O nasıl bir nur sendeki, güneşten daha parlak
Bakınca kör,görünce aşık
Aşık olunca yeni bir dil türettim lügatlara
Bu dilde bir kitap mı yazsam sana
Ne kadar yazsam az geliyor çünkü şiir mısralara
Anla artık
Sığdıramıyorum seni bir yere
Aklımın almayacağı kadarsın
Gül desen değil, gonca desen değilsin bambaşka birşeysin tabiatta
Bir meyve gibisin
Havva’ya yasak, Adem’e ceza ama bana hak,bana nimet diye gönderilen
Ben mi
Ben
Kerbela’da susayan Hüseyin gibiyim
Zeynep ol,ağla bana gözlerinin ölümsüzlüğü ile
On iki imamın duasıyla kaldır elini sırrın sahibine
Bakışlarından çıkarma beni, sürme diye beni çek gözlerine
Nefesime nefesini sür,melhem olsun dudağıma senden başka hiçbirsey zikretmesin
Sür ki söz verdiğim gibi destan yazayım bakışlarına
5.0
100% (3)