Sus yüreğim, kalk gidelim
Kâfi geldi bukadar dert yüreğe
Yol alalım yavaşça acının bütün renklerine
Gökkuşağında siyah olalım
Mavi’ye Kırmızı’yı katalım harman olsun kan denize
Ağlayalım yüreğim,dinmeyen gözyaşlarımız olsun
Gecenin kayboluşuna dem vuralım, denizin ölüm kokan miskinliğinde
İçinde şefkat barındıran kör kuyularda Yusuf değil,aşk olalım dillere
Susuz kaldığım gecenin zifirinde, rüya görelim
Can çekişsin alaca atlar tepinirken üstümde bedenim
Bu hangi savaş ,hangi ordu
Komutanı sen,esiri ben
Yine mağlup oldum seferine gözlerinin
Yürüyelim artık onsuz geçecek günlerin matemine
Yardan kalan kokunun iç çekişi cennet olsun sineye
Öl desem kolay, yaşamak nasıl olacak,bu feryadın isyanın da
Baş üstü kan ölüsüdür Bedir’de küfre kalan
Nuh gelsin dert görsün, utansın tufanından
Gemi değildir batan ,bir gözün cennetidir cehenneme atılan
Ben Ebu Süfyanin delaleti
Sen Ali’nin kılıcı
Bitsin bu savaş cihanımda
Vur boynumu öleyim,ölümsüz kalsın sevdam
Selası okunsun aşk minaresinde
Gelip geçen dinlesin yüreğimi,yazılsın destan
Bir ağaç ve bir yaprak,savursun beni kan ve kemikten yaratan
Kavimler göçüne dönelim,yar sılasından mahzun günlere
Çaresizliğin sesine koşalım, bir umut hayalinde
Kutsal toprakların dillinde,nefes bulsun dualarım
Bir Huşû ki bendeki Hakka boyun eğdim
Tek isyanım,feleğe yazarken bu kaderi hiç sızlamadı vicdanın
Filistin’de akan gözyaşları gibiyim,herkesin kör bakışlarla seyre daldığı
Merhametten eksik vicdanların eline düştüm
Semavi dinlerin mealinde hak aradım ruhuma
Dokunsa artık rahmetin dili canıma
Susma artık dese
Yürü dese celladın üstüne
Halid’in cesareti gelse üstüme
Yağmur yağsa göğüme, bereketi koku sarsa dört bir yanıma
Gül dese içime
Vuslatın yârindir,can çekiştiğin yüreğe
Serpil yeniden günlere, mutluluk senindir
Muradına ereceğin günün vaktidir ebedine
Biri bana keşke dese
Bu rüya değildir dese
Gözyaşlarım,hayaline hasret gönüle bir sevinçle dökülse
Annenin evlada bakışı gibi doğsa güneş geceye
Yâr dese
Yârim dese
Can dese
Ben gelsem dile
Ben varolsam yine
Ben yaşasam yine