Çürümüş yıldızların göğü,
Beni örter, bir pelerin gibi;
Karanlık pencerelerden sızar,
Sonsuz yalnızlığın soluk ışığı.

Zamanın yankılanan suskunluğu,
Gölgeye sürüklenmiş bir ihtişam;
Metaller , çürümenin ötesinde,
Bir parıltı arıyorum belki de bir kıvılcım.

Küçük gezegenler, kağıt parçası gibi serili,
Düşünceyle dokunmuş bir pelerinle örtülü,
Sonsuz bir hayalin gecede yankısı,
Gerçekten geçiş, bilincin ötesinde bir sır saklı.

Varoluşun arkeolojisi,
Toprağın derinliklerinde gömülü,
Sorgular, peşinden sürüklenen
Bir sandığın ardında unutulmuş sırrı.

Rüzgar, soğuk ve mavi bir kuyu,
Beni çekiyor bilinmezliğin derinliğine.
Sonsuz bir serüvenin soğuk mavi rüyası,
Düşünceyle fısıldayan bir gizem.

Gölgelerin derinliklerinde,
Her şeyin unutulmuş yankısı;
Rüyalar, gerçekliğin kırık aynası,
Gördüklerin, varlığın evrendeki yansımaları.

Narin bir dantel gibi çözülür,
Metaforların labirentinde kaybolur,
Ruhun gölgelerdeki yansıması.
İnceliğin;, varoluşun görkemli resmi.

Bir hayal, kırık yıldız parıltısı,
Özgür düşüncenin sessiz yankısı;
Zaman, varlığın bir yansıması,
Karanlık, derin, bilinmezin ışığı.