7
Yorum
33
Beğeni
5,0
Puan
524
Okunma

‘’Sırrını her gün bir parça veren
Fakat hiçbir zaman
Büsbütün teslim olmayacak olan…’’(Nazım Hikmet Ran)
Sen ki:
Sefilim.
Sen ki:
Sebilim.
Sen ki:
Tek ama tek z/afiyetim…
Vazgeçilmişliğimle yumdum gözlerini
Sözcüklerin mealine sıkışmış
Miadı dolmuş
Öfkemin yüz aydınlığı idi kalemim
Yüz görümü bir masalda
Terk edilmişliğin yuvalandığı
Göz pınarlarımda dalların budaklandığı
Ve işte yerli yersiz
Ve işte aşikâr beyan ediyordum aşkımı.
Mahcup bir şarkı misali
Kırkladığım şiirleri
Bir tebessümün de şirk koştuğu
Aşkın akıbetinde vurulmuş bir kuş gibi
Çırpınmak ne kelime ne kelime?
Çığırından çıkmış çağın kırık saçağı
Yorgun rüzgârı
Yosun tutmuş kıyısında hüzün sarnıcının
Defolu gölgesinde unutulmuşluğumun da mizacı idin
Aksayan ayaklarında lokomotifin
Tüten dumanında zehir denen illetin
Efkârına bandığım kadar zalimin
Ayak sesi ile uyanan
Zulmünün bakracında için için kıyılan
Yetmedi
Deşilen
Bir tütün fabrikası adeta
Ciğerlerimin alamadığı nefesi
Uğruna bu aşkın
Heba ettiğim sonsuzluğun hevesi
Ve işte şah damarımdan yayılan kanın akıbeti
Bir avazda şakıyan
Bülbül ve serçe
Bir avazda açan
Sümbül ve nilüfere
Değil d/okunmak
Uzaktan dahi
Bakmaya kıyamazken
Satılmışlığın alfabesini yazarken şeytan
Masum bir aşkla
Müptelan olduğum kadar yalnızlığın
Atan şafağında
Ve işte aşk:
Şakağıma dayalı güneş gibi
Ve işte özlem
Ruhumu kerpetenle çeken bir cani misali
Ölümsüzlükle uğurlarken ölümü
Varsın ceset bilsinler kabrimde yatan kalemi
Varsın esefle söylensinler
Yaktığı kadar bu aşk kalbimi
Yakardığım anbean
Elbet tek terk etmezken iki âlemin yüce Rabbi
Ben ki:
Meali unutulmuş bir şarkı
Sen ki:
Uzak yolların tren garı
Biz ki:
Geç kaldığımız kadar mutluluğa
Senli benli olamadığımız kadar da
Ciddiye almışken aşkı
Ve bu ihtişamı
Yeter ki sonlandırmasın Tanrı…
5.0
100% (16)