22
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1510
Okunma

ne vakit birini sevsen
düş diye
düşeceksin peşinden
ışığa giden kelebekler gibi
kanatlarından damlayacak kan
bu şehrin korkaklığını boyayacak akan
kayıp ezan sesleri yürürdü peşinden
hiç kılınmamış namazlar kalabalığı
eksildiğim ruhuna okurdu Fatihaları
çok yaşasam ne fayda
senle
az yaşasam ne alâ
senle
yine de yaşasam ben pişinceye kadar
sen de
o kör kuyularının dibinde
yine de yaşasam
oldum diye diye
derin bir ses ver kendine
dönerken ayakların geçmişe
ört üstünü kalabalıkların
daha yeni değil
bildim bileli sancımsın
ölüm kadar gerçektin dişimde
çekilince anladım
sen gibi çürüdüğünü
kalbimin
içten içe
birazda yüzüme dur
gözlerim kapatsın suçlarını
savunmasız yerlerimden vur
mesela bileklerim
ben kestikçe ağrısını
yüzü kızarırdı aşk’ın
sende bıraktığım bu arsız sûret
bende tokatlarına hasret
oysa şimdi
kelepir dokunuşlar var bedenime
yan etkisi meçhûl sevmelere asılmışım
sen diye
açık arttırma bitince anladım
bak gördünmü
el etmediğin halde
yine sende kaldım…