0
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
369
Okunma
ne uzun zaman oldu değil mi sevdiğim
ellerimin, ellerinde sımsıcak duruşu
ve kavruluşu...
akşam oluncu avlunun bağrında saklanmış
sığırcıkları beslerdik
önce biraz ürküşürlerdi
ama sonra alışırlardı avuçlarımızda durmayı
dünya ne küçük değil mi sevdiğim
bazen yarı çıplak bir çocuğun ağlama sesleriyle doluyor kafamız
bazen beyoğlunda bir pazarda kayboluyor gözlerimiz
kalabalık içinde epirken kelimelerimiz
nasıl dolmuyor gök boşluğu...
şarkılar tükenmezken mızrabın ucunda
meylenirken ılgın ılgın badelerde
uzak ya da yakın olmak
bir elmanın yarısı olmak
yahut madalyonun
öte yüzünde recm edilmek
ne tuhaf değil mi sevdiğim
-misketlerimi kim çaldı bilen var mı-
uzun saçlarını kim ördü dünyanın
portakalı kim soydu...
telefonlar neden cevapsız çağrılarla dolu
insan ruhu iletken midir
ellerine dokunsam bir şiir yeniden yazılabilir mi
utanmadım sevdiğim
sevmeyi yeniden öğrenmekten
seninle yinelenip de sevişmekten
ben şimdi dudaklarını diktim yalnızlığın
rengini sildim siyahın gözkuşağımdan
şimdi bin kelamla portfolyosunu arayan şiirim