6
Yorum
41
Beğeni
0,0
Puan
1207
Okunma

acı ağacının kaçız çocuğu var şıvga göğsünde
biz de çürümüştük;
üstelik çok da üşümüştük hani
spesifik bozukluk tenimizde üryan/uyuyan
çok fazla olgunlaşmanın verdiği telaşe
bu turfanda aşk; üzerimdeki ağrılı fanyalar
suyu unutur da beni hatırlar
yolun hikâyesi yolcunun sürgünündendir
döşümde iki yüzün; kirpiğin ve dudakların
kanayan sıradağ gözlerim
bilmezsin kırıldıkça kırılırım ben içimde
yankılanır pencerede usulca duyulur
sesine saklanmış ses; nasıl da kandırır beni
kaldırır ayağa büsbütün
bakmayın şimdi yaşıma aslında çok yaşlıyım
beklemekten, beklemekten...
duvarlarda rengi alacalı bulacalı çergeî küf
atlıyor sarıdan yavruağzına; dipyeşile küsüp
aklımın camları sararmış
yüzün arada gidip geliyor -/odama
kırmızı bir dua gibi geliyor bana
hangi tonuna dokunsam aminleyip dikiyorum ağzımı
kırmızı yakışıyor işte bir güle
-/güle oynaya geçiyorsun yeniden
anıların metrajı ne kadar saydam
içimde uzanırken
öyle uzun uzun göğe bakarken
bir soruyu çözerken hani
lise birde matematikte
belleğimde böyle kaldın
hiç büyümeden
kimi sevince kavuşuyor
kimi sevince barışıyor hayata
içimde uzanırken
güllerin yanakları daha çok kızarıyor