On yıllarca
Gizli gizli sevilen
Adı hala saklı sevgililerin
Gizlenen
Her defasında inkâr edilen
İsmi söylenince heyecanlanılan
Camda-sokakta görürüm diye
Elleri ceplerinde özlemle gezilen
Gecenin kör karanlığında lambalı radyonun yeşil ışığında
Gözyaşı dökülen
Bir bayram sabahı hediye edilen ayakkabı kutusunda saklanan
Kasetlere kaydedilmiş
Tüm o en kederli eski şarkılarda akla gelen
Unuturum korkusuyla
Yıllar önce masumca bileğe ince bir kesikle
Baş harfi Yazılan
Mahalleden taşınınca her bakkala gidilirken
Hüzünle
Evinin camına bakılan
Ve yıllar sonra aynı evin önünden geçerken heyecanlanılan
En sevdiğin hüzünlü şarkının nakaratında
Derin bir of ile yüreği titreyen
Yağmurlu bir nisanın
Kör sabahında
Lambaları yanan sınıfta
En arka sıraya adı kazınan
Sonra biri görür de söyler korkusuyla
Üstü çizilen
Ama
Gençliğinin baharında
Zihnine kırmızı kalemle adı bir daha unutulmamak üzere yazılan
İlk sigara nefesinde
Adı
Yüzü kızararak itiraf edilen-söylenen
Anti-emperyalist babalara rağmen
Görür de beğenir umuduyla
Saçı Amerikan traşı kesilen
En derin korkularla
Günlerce biriktirilen harçlıklarla
Herkesten gizli
Ve hatta kendinden
Telefon kulübesinden sesini bir an duymak için aranan
Verdiği şekerin jelatinini
Eşinden
Çocuklarından
Eski bir kitabın rastgele bir sayfasında hala saklayan
Üstü solmuş
Siyah beyaz
Çizik çizik
Bir resim
Kendinden bile gizli
Ara ara
Ürkerek, ürpererek, korkarak
Bakılan
Sonrası
Eski bir şarkı özlemi
’Bu ikimizin şarkısı olsun’ diye gizlice ilan edilen
Cuma ders bitimi mutluluğu
Dizleri yırtılmış bir pantolon korkusu
Mahalle maçında gol atarsam görsün umudu
Bilmem kaçıncı cuma
Sayısını unuttuğum son ders zili
Bir cumartesi sabahı
Herkes uyurken
Kral TV’de aynı şarkıyı dinlemişizdir mutluluğu
Parlement Sinema Klübü
Pazar gecesi sendromu
O da bana aşık mıdır sorusu
Bir ses gelirse
Evet
Sonra gök gürültüsü
Sonrası platonik sessizlik

Gel zaman
Git zaman
Aç bir şarkı
Adaletsiz yar.