// işimiz masallara kaldığında//



fısıltılar durağında
gün geceye teslim
içi geçen sokağın
gözleri mahmur


rengi
griye boyanmış
duvarların dili tutuk
ışığın ve gölgelerin
titrek dansıysa
her yerde
ve
rüzgârların
boğuk nefesi
perdesi örtük
camlarda


-gürleşen yaprak hışırtılarında tatlı mı tatlı bir ezgi


bense
uykuyu uyanıksızlığa
teslim eden gece kuşu
gümüş semaverde dem keyfi
çay düşkünü
köşe taşı


şimdi
kağıt kalemle
hemhâl olma durumu
desem de koca bir yalan
-inanma sevgili
hiçbir söz
hiçbir kelime yeterli değil
hislerime kar suyu kaçtı
ilham perilerinin yokluğunda
sihri söndü
ışığın


ve
yalnızlığıma
can sıkıntısı çöreklendi
yani anlayacağın
-sevgili
bu gece ocağın
gazı tükendi
şiir pişmez
bu tencerede


en iyisi sen
bir şiir masalı anlat
içinde samanyolu zöhre yıldızı
peri padişahının güzel kızı ve garip çobanın
aşk yoksunluğu olsun
-anlat
-anlat hele
flütünden yayılan o yanık aşk ezgilerini
şöyle yüreğimizin bam telini titrettikçe titretsin
varıp yaslanalım dağların karlı eteğine
ve soğuk pınarların buzlu dudağından
kana kana içelim hasreti


sen bana sarıl
ben sana uyutalım içimizdeki
sararan karanfil kokusunu


gece yansın
deniz çekilsin ah! o ay ışığında ışıl ışıl yakamoz
ateş böcekleri etrafımızda pervane
sar-hoş olalım başımız dönsün
heyt! ki heyt! dönsün
başımız


ve
sen
bana hep müptelâ
ben hep sana yangın
oley! oley!
oleyyy!!...








ayşe uçar
17042024
00:51