Düş Ormanı
bir şey katmadım kendimden
göğsüme çarpan ne ise onu aksettim durgundum sesime bir hevesle karışan kalabalığa yapraklar sararırken bile aldanmadım çoğu zaman durup dururken aklıma karıştı kış üşüdü fikrim kalbim dondu yine de tutundum gözlerinin yorgunluğuna yağmurdu gözlerime gözlerime yağan ve gecenin karanlık koynuna yayılırdı is kokusu mumların oysa sokakta banka kuyruklarında polis tutanaklarında kazılırken kara yağız delikanlıların isimleri hürriyet unutulmuş bir kelime olmuşken gözlerine bakıp da nasıl ’ özgürüm’ derim oysa bilirsin düş aşerdiğimi tuzlu bir sıcaklığın yanık izleriyle ve sayarak geçtiğim kaldırım taşlarından dilime dolanan marşları yüreğime nakşederken ; "sesini mumyalayıp kulaklarıma ölmek istiyorum birikmiş cümle topluluğundan sıyrılarak yürüyorum güneşe doğru müfreze bulutların bağrını yarıp ışığın kalbine eriştiğimde yosun tutmuş anıları bıraktım bir anne oturup bahçedeki nar ağacının dibine ucu sivri masallar okuyor çocuklara bir çocuk elma ağacına çıkıp gökkuşağına yetişme hevesinde ve bir baba yama yapıyor düşlerinden arda kalan bir cümleyi sessizlik insanın kalbini patlatacak düzeyde sert lâ sesi kadar endişeli bırakın diyorum bırakın bu kalbi ben sevgiyle yoğurdum kirletemezsiniz ucuz oyunlarla her sâla sesinde irkilen bir kedi gibi kaçmıyorum artık düş ormanına hem kim vurduya gidiyor bütün sokaklar farkında olmasan da m.özgür |
bu kalbi ben sevgiyle yoğurdum
kirletemezsiniz ucuz oyunlarla
her sâla sesinde irkilen bir kedi gibi
kaçmıyorum artık düş ormanına..
Senin kalemin hep harikadır zaten .
Tebrikler .