9
Yorum
41
Beğeni
5,0
Puan
759
Okunma

Üzgünüm!
Benim öyle şarap kızılı,
Yahut da çikolata kokulu
Koyu kahve saçlarım yok.
Uçlarında son güz gazeli,
Diplerinde çile çiçekleri açan
Sarı benzimin sırdaşı,
Örüğü geleneklerimden miras
Sıradan saçlarım var benim...
Benim öyle bakımlı ellerim,
Manikürlü ve ojeli tırnaklarım da yok.
Avuç içleri nasırlı,
Derdi davası geçim olan
Emekçi bir kadınım ben.
Ve akşamları evime dönerken,
Yegâne mutluluğumun ortağıdır
İki ekmek
Ve bir kutu süt poşetini taşıyan ellerim.
Ben öyle çeşitli kahveleri de bilmem;
Ne Americano, ne espresso...
Arada Türk kahvesi içerim,
Onu da sade severim.
Seni de öyle...
Hem güzel,
Hem de içtenlikle severdim.
Lakin,
Senin kumaşın pahalı.
Ben salon kadını değilim.
O yüzden
Sen kumaşlı elbiseler bol gelirsin,
Umudu kuru, kavruk bedenimin mahremine.
Açık yarada kurt örneği,
Aşikârdır özümle sözüm.
Asla müsaadem yoktur
İnsanlığıma manasız mana yüklenmesine.
Ben, alın terini lokmasına katık eden,
Emeğin, ekmeğin kıymetini bilen
Annemden sabrı, sükûnu öğütlüyüm.
O yüzden hep hayranımdır
Ekmeğin kıymetini bilen,
Ruhumda çoğalttığım
Yaşamak savaşçısı kadına.
Bir kitap okumayı,
Bir de üç beş hece olsa da
Karınca kararınca yazmayı severim.
Sevmek deyince,
Konuşulan laf balkabağı olmasaydı,
Belki hak yerini bulur,
Dağarcığımdaki hüznümle
Seni yine de severdim, belki...
Hüzünlükent Narin
5.0
100% (21)