Bir panflüt sesi
Sihirli bir tabloda
Son dokunuş eskizler…
Tarih bildiğin kadar
Sonsuzdur mazeretler…


Bin sekiz yüz elli yedi
Yenidünyanın iğrenç yüzü
Sömürü, emperyalizm ve kadınlar
Süt sızılı memelerin isyan güncesi
Yasaklar, baskılar, barikatlar
Gözü yaşlı bir ateş
Saldı gökyüzüne
Anne kokulu çığlıkları


Kriminal bir vaka
Dünyanın gözü önünde
Saçları ölümle müjdeleniyor
Filistinli kadınların
Ölüm tabyalarında
Kriket kuralları
Bebesine sahip çıkamıyor
Hem çıplak göğüslü
Hem de sadece kemikten ibaret
Kara derili bir kadın



İnsan ve insanlık
Kadın ve annelik
İki bacak arasından doğup
Topyekûn ehliyetsiz bakmak Anneye
Annelere anneliğe bile!!!
Tanrı buyruğu,...
Ayaklarının altı cennet olsa da
Fıtratı eksik etek
Ve küflü dillerde yalamaç iki yüzlü söylemler....



İnanç
İnanmak
Moiz, Faruk, Ethan
Anzan, Bankei, Daiden
Eril isimler üstünlük makamı…
Ve
Cevapsız bırakılan bir soru
Neden
Sümerler de
Tanrıdan çok tanrıça vardı?...



İnsan hakları
Çapraz sorguda…
Savruk saçlarda
Kadınca isyan
Sarıklı molla hükmünce infaz
Dağınık bir şiirde peçeli heceler
Bağnazlık ve kör cehalete kurban edilmiş dinler
Dün Soraya’yı taşlamıştık
Bu gün Mahsa Emini’ye ağıtlar yakıyoruz
Ve inanın ki
Timsahlar da utanır oldu gözyaşlarından



Soraya, Mahsa Emini
Komşu kapısı
Emine bulut
Ve Özgecan memleket kokusu
Din mi iman mı?
Allah ya da tanrı korkusu mu?



Keşke uydurma din akaitleri yerine
Yegane inanç olsaydı
Kadınca bir dokunuşun
Ve Anne sütünün kokusu