4
Yorum
19
Beğeni
0,0
Puan
905
Okunma

sevgili Kiraz!
senin rengindi sepya…
lirik bir şiir demleniyor
hayal mahzenimde
masallar dökülüyor ayakuçlarıma
parşömen bir yazıtta
senli izlere rastlıyorum
yaradılış yaylası
ateşi bulan ilk insan
bir krater gölünün
sim yeşili sularında
Freya ile dertleşip
İnanna’yla zamanı bölüşüp
seni aşk tanrıçam ilan ediyorum
Ra’dan Musa’nın asasına
miladın başlangıcı
çarmıhın İsa’sına
yenisey yazıtlarından
Bilgekağanın otağına
Göktengri’nin huzurunda
çırpınırken ruhum
Gözyaşlarımın izi kalırken
İsmail’in sunağında
adın yankılanıyor
yedi uyur uykumu bölen çığlıklarımda
tuncun devri
tarihin demirle terbiyesi
uçuşan asırların geçiş töreninde
insanın tabiata zulmü
yok edilen kültürler
ve kaçınılmaz sona doğru yolculuklar…
çağ açıp çağ kapatmıştı ya fetihler
bazen illüzyonist hayallere kapılıp
serçe sabahlarından sana sesleniyorum Kiraz
dursuz duraksız gelişmeler
yazının icadına küfreden
okumaya düşman zihniyetler
ülkeler, halklar, dayatılan cehalet
sınıfların derin uykularından uyanışları!
bir inka ayininden Denizin mavi düşlerine
“Gel gör aşk beni neyledi’’diyen Yunus’un izinde
ve bir ninni eşliğinde
sevmek bildirgemi okurken
ilk vazgeçilmezim hep sen oluyorsun Kiraz
zaman sepya
anın adı sensizlik
notaları hınç
tınısı hüzün bir melodi
bakışlarım göç yolunda
söylesene Kiraz
söylesene
özlemek mi?
özlenmek mi?