0
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
355
Okunma
Nakış elleri pamuk örseler
Rinnanay rinnanay
Dudakları alev gözesi
Madem darılacaktın neden içtin
Badem ağaçlarının gölgesinde
Kırk yıllık mırrayı
Malihülyasını tas tamam beş cihetle
Biraz çaya banılmış ekmekle
Gider gelir mendil satar
Gelir kaş çatar
Kalem onun aşığı
Asfaltın derildiği temmuz sıcağında
Elini akreplere okşatır
Acı yok çünkü akrebin adını o koymadı
Gam şırası keser kadehleri
Badeler dökülür
Heyhat yaklaşır güneşin içtiği kadeh
Örselenir mavi boncuklar
Zeytin bulamamış çocuk şair olur
Toprağa döndüm
Yavaş dizledim ve ıslak gülle konuştum
Maveradan haber gönderdi
Üşümüş bastonlar ziyaret etti
Mahkum oldu duvarı dişledi
Raptiye ile telefonu deldi
Ağır konuştu cezası geldi
Hükmü hak diye okudu öf ülen öf
Yıldızları patlattılar yanağına
Kar mevsimi hem de çocuk zeytini düşürdü
Tabakta yoktu annesi bileyledi göz yaşını
Dedesi motorla ıslak kuru ne varsa
Parmaklık ardına koştu koştu
Zuhur denizinde mercan yolalım
Beni unutma kevakeb sakın
Ilık meltem getir hücreme
Nuru zıya’ etrafı sarsın
Öyle kalmak lazım şahım
Ne güzel sazla gelir matemin senin
Kırılır telleri baharın
Bülbül aşka kavuştuğu için