0
Yorum
15
Beğeni
0,0
Puan
502
Okunma
Bırakıyor yağmur seni
Kırılmış rüzgârgülü gibi çayırların üzerine
Yönünü kaybetmiş bakışlarımda
Hınzır uğurlamalar başlıyor tepeden tırnağa dudaklarımda
Çünkü ansızın başladı bu yağmurlar
Şafağın gözlerimde sökülüp döküldüğü andı
Çıplak şarkılarla bana selam verdiği melankolik şehvetlerin fırtınaya tutuşması
Örtünmemiş bir aşkın yamacından düşerken başlamıştı
Gamzeli yalanlarının çukurlarına gömülüyorum
Defolu bir sabır gömleğinden firar ederken düşlerim
Tüketiliyor zaman gölgeler dans ederken şehrinde
İçimde melankolik pandomimler benimle oynuyor
Bu şehir utanıyor hınzır uğurlamalarla
Bir gemi küsüyor limandan giderken mağrur, boynu bükük...
Bu şehir adını biliyor
Fısıldıyor usulca kulağıma...
Ondandır ki düşüyorum çarpan rüzgârların uğuldamalarında
Saçlarıma yağarken düşlerin
Ondandır ki düşüyorum çarpık rüzgârın uğurlamasında
Bu matemler gözlerimde, perdelenmiş
Ruhumun aynası gülüşlerin düşüyor izdüşümlerin
Çünkü ansızın başladı bu yağmurlar
Sonradan düştük dünyaya
Tohumlarımız bertaraf edilmiş coğrafyalarında dalgalı ahzen koylarına düştü
Uyandığımızda uykularımızdan sütten çoktan kesilmiştik
Çocuktuk severken...
Gamzeli yalanların çukurlarına saklanırdık
Gölgesi aşınmış sabrın heybesinde dururken
Kelimelerimizi kınında bıraktık
En yılgın rüzgârların saçlarında unuttuk
Ondan susuyorum bu yağmurların uğurlamasında
Kalplerde adaş olmuş acıların sancılı kalabalığında
Bu dualar yıkamıyor ağlama duvarlarını
Ondan susuyorum
Kelimelerimi içip çılgın rüzgârların nişangahlarında