Ağıt yakıp ağlanacak haldesin
Bir ayağı topal olan gençliğim.
Oyun bitti, sen hala mı ebesin?
Aranmaktan bi’hâl olan gençliğim.

Demedim mi? Bir hile var bu işte
Sağlam olan iz bırakmalı dişte
Varış yeri kabir olan yarışta
Günahlara hamal olan gençliğim.

Başında şeytanın taktığı bere
Yıllarını harcadın sen yok yere
Kör oldun da, âsâ olmadın köre
Başlamadan zeval olan gençliğim.

Zevk safa peşinde koşturup durdun
Turnayı gözünden kaç defa vurdun
Vurdun, vurdun en sonunda vuruldun
Kaf Dağı’na kral olan gençliğim.

Güzelliğin daim sana yâr değil
Yiğitligin yıkılmaz bir sur değil
Siyah saçlarına düşen kar değil
Su üstünde hayal olan gençliğim.

Deli bir rüzgardı, göçmen bir kuştu
Başı hep dumanlı önü yokuştu
Heyhat tutamadım, çok hızlı koştu
Hayatımda vebâl olan gençliğim.

Nuriye Akyol (Hicranî)

KELÂM ERBABINDAN:
(Teşekkür ediyorum)

Geceye sarılıp sessizce ağlamak
Kırık dökük anılarla boğuşmak
Yola çıktığın yere varamamak
Sonsuz bir çölde kaybolan gençliğim.

Düşlerde kaybolan yitik umutlar
Beyhude arayışlar, yanlış kavgalar
Zamanla eriyen buz gibi hayaller
Kalbimde bir türkü yakmış gençliğim.

Gözlerde yorgunluk, yürekte çatlak
Yolunda kaybolan bir gizli harita
Sevdalarla dolu, kırık dökük evler
Özlemlerin kapanmamış kapısı gençliğim.

Belki de hayatın bir oyunu bu
Her aşk bir hüsran, her umut bir çıkmaz
Kırık dökük değil, tam anlamıyla
Hayatın çıkmaz sokaklarında kaybolan gençliğim
Umut Şaiiri. A.Nejat ALPEREN

Hani senin ne çok hayalin vardı
Bugün yarın derken zamanın dardı
Oysaki bir bilsen ne yapsan kârdı
Boşa geçip ihmal olan gençliğim.

Geçen fırsat ele bir daha geçmez
Doğru varken kimse yanlışı seçmez
Kanadı kırılan kuşlar da uçmaz
Geçmişteki masal olan gençliğim.
______ Türkmenoğlu (Şükrü Atay)

Zirvede yalnızlık zormuş diyordun
Gönüllerde tahtın var sanıyordun
Selamı sabahı unutuyordun
Şimdi mazide loş kalan gençliğim.

Sisli Zihin

Görsel alıntıdır