Yağız yerin türküsü kısrak sesi, nal sesi,
Dolu dizgin atları garba süren Türk’üm ben.
Gök pusatım adalet, yayım hilâl bûsesi,
Hürriyetin bağrında ömür süren Türk’üm ben.

Tanrı Dağları şahit, yüzümüz asumana,
Ozanların dilinde sözümüz arzumana,
Toprak madde değildir, bizde vatan tek mana,
Nice kutlu devleti aşkla kuran Türk’üm ben.

Bozkırın sevdasıyla demir dağı eriten,
Gemileri karadan fetih için yürüten,
Yazdığı eserlerle bâtıl fikri çürüten,
Âlimlerin yoluna sadık yâren Türk’üm ben.

Yunus’ta sarı çiçek, Yesevi’de arıyım,
Mevlana’nın çağrısı, Osman’ın çınarıyım,
Atatürk’ün gür sesi, barışın pınarıyım,
Yüreğiyle cihanı sevip saran Türk’üm ben.

Medeniyet yolunda yürüdüm ak yüzümle,
İlelebet bayrağım hür kalacak bizimle,
Yeis vakti çatanda yüreğimde sızımla,
Vatan hainlerinden hesap soran Türk’üm ben.

Cumhuriyet baş tacı, cumhuriyet birliktir,
Cumhuriyet özgürlük, cumhuriyet dirliktir,
Cumhuriyet sevgiye milli seferberliktir,
Millet iradesiyle hakka eren Türk’üm ben.

İlim, bilim, fen ile gökte uçsun ihalar,
Dosta güven, düşmana korku salsın sihalar,
Fezayı da fetheder, bitmez bizde dehalar,
İstikbâli göklerde bilen, gören Türk’üm ben.

Tarihinden ilham al, parlasın yıldızımız,
Her alanda yüksel ki baş döndürsün hızımız,
Kültürünü yaşatsın oğlumuz ve kızımız,
Oğuz’un töresiyle dimdik duran Türk’üm ben.

Kadim Anadolu’nun dili sensin Türkiye’m,
Aydınlık yarınların yeli sensin Türkiye’m
Yirmi birinci asrın gülü sensin Türkiye’m,
Gönüllere sevgiyle mühür vuran Türk’üm ben.

‘‘Hasta, öldü!’’ deseler küllerimden doğarım,
Yedi düvel birleşse al kanımda boğarım,
Nereye ateş düşse rahmet olur yağarım,
Hakkaniyet peşinde ehl-i Kur’an Türk’üm ben.
Âleme nizam veren aşkı turan Türk’üm ben.

.......................................... Turgut YÖRÜKOĞLU