Türk milletinin en büyük bayramı olan, Cumhuriyetimizin 100. Yılını, 22 yıl öncesinde olduğu gibi, sadece sevinç ve coşku dolu sözler, şiirler yazarak kutlayabilseydik keşke!

Maalesef, gerçeklere karşı gözümü kapatıp, kendimi kandırmak, yeteneklerim dahilinde bulunmamaktadır.

Ya Atatürk ve kurduğu Cumhuriyet olmasaydı!!!
-Hürriyet olmayacaktı. Her şeye rağmen bunları yazabilecek kadar dahi, hürriyet.
-Milliyet olmayacaktı. Kimliğimi, gururla ve yüksek sesle neslime aktarabileceğim, milliyet.
-Anadili olmayacaktı. Tarihimi, kültürümü ifade edebileceğim, söylenileni anlayacağım, söylediklerimi anlatabileceğim, anadili.
-Demokrasi, seçme, seçilme hakkı olmayacaktı. Krallıkların, diktatörlüklerin, hanedanların buyruğu altında kalmadığım, kendi kendimi yönetebildiğim, demokrasi.
-Din, İnanç, özgürce yaşanamayacaktı. İnancımın gereklerini fiilen, manen ve madden engelsiz, dayatmasız yaşayabildiğim, din.
-Kültür olmayacaktı. Geçmişimi, geleceğimi ve bu günümü temsil eden, örf, adetlerimle kişisel ve toplumsal varlığımı oluşturan, kültür.
-Kısaca, Türk Vatanı, Türk Milleti Olmayacaktı...

Bunların hiçbirini düşünmeden yaşadığımız için ne bu değerlerin, nede bunları bize sağlayanların kıymetini bilmeyen bir kalabalık olduk. Hem de el dediğimiz, Belçikalı düşünür Daniel Dumoulin’in “Atatürk’ü tanrıya borçlusunuz, geri kalan her şeyi Atatürk’e...” sözlerinden bile zerre kadar feyz almadan.

Sonuçta, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği: “Biz tekke ve zaviyeleri din düşmanı olduğumuz için değil, bilakis bu tip yapılar din ve devlet düşmanı oldukları, Selçuklu ve Osmanlı’yı batırdığı için yasakladık.
Çok değil yüzyıla kalmadan eğer bu sözlerime dikkat etmezseniz göreceksiniz ki, bazı kişiler bazı cemaatlerle bir araya gelerek bizlerin din düşmanı olduğunu öne sürecek, sizlerin oyunu alarak başa geçecek, ama sıra devleti bölüşmeye geldiğinde birbirlerine düşeceklerdir. Ayrıca unutmayalım ki o gün geldiğinde her bir taraf diğerini dinsizlikle suçlamaktan geri kalmayacaktır.” Sözünü dinlemediğimiz, anlamadığımız için bu günleri yaşarken, “Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.” Sözünün de tezahürü kaçınılmaz olacaktır.
Dünyada hiç bir lider yoktur ki; ölümünden seksen beş yıl sonra bile halkına yol göstermeye devam edebilsin.

CUMHURİYET BAYRAMIMIZIN 100. YILI KUTLU OLSUN.

SONSUZ SAYGI VE MİNNETLE...