Kör kurşun namluda patladı yine Göğüs kafesinden saplandı tene Al kızıl boyandı gülbeyaz sine Esme poyraz esme, Ali’m üşüyor Sarmıyor kolları yana düşüyor
Ağır bastı kötülüğün kefesi Kan kusuyor mor dağların efesi Tekler oldu gül kokulu nefesi Esme poyraz esme, Ali’m üşüyor Sarmıyor kolları yana düşüyor
Ecel, kervanını aşırmış bugün Dalgalar denizi taşırmış bugün Azrail yolunu şaşırmış bugün Esme poyraz esme, Ali’m üşüyor Sarmıyor kolları yana düşüyor
Alibaba şaşkın, bu nasıl haldır? Gövdeden kırılan kaçıncı daldır Bu gelenek, töre nasıl ahvaldır? Esme poyraz esme, Ali’m üşüyor Sarmıyor kolları yana düşüyor
Dost katkısı...............Teşekkürlerimle...
Yağlı kurşun gelir el aracısı Anam kan kusuyor feryat bacısı Alemi sarıyor gardaş acısı Esme poyraz esme, Ali’m üşüyor Sarmıyor kolları yana düşüyor................................Suat ZOBU
’’Zalimin zulmüne boyun eğmedi, Yiğitler ölse de yere değmedi, Göklerde yıldızlar ona gülmedi… Esme poyraz esme, Ali’m üşüyor, Sarmıyor kolları yana düşüyor.’’............................Ay Parçası
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Toplumun kanayan yarasına dikkat çeken harika bir şiir okudum üstadımın kaleminden. Gönlünün aydınlığına gölge inmesin Alibaba. Gecene aydınlık dileğimle
Not: Bilgisayarımdaki sıkıntı yüzünden dost yazılarını kaçırdım.
Çok teşekkür ediyorum kıymetli üstadım. Güzel gönlüne gam uğramasın. Gününüz aydın olsun.
Bilgisayar arızası olmasa da, deftere girebilmek ve işlem yapabilmek sağlam sinir yapısı gerektiriyor. Yıllardır bir türlü düzelmeyen "server" hatası yüzünden dostların paylaşımlarına ulaşmak pek kolay olmuyor zaten.
Çok teşekkür ediyorum kıymetli üstadım. Güzel gönlüne gam uğramasın. Gününüz aydın olsun.
Bilgisayar arızası olmasa da, deftere girebilmek ve işlem yapabilmek sağlam sinir yapısı gerektiriyor. Yıllardır bir türlü düzelmeyen "server" hatası yüzünden dostların paylaşımlarına ulaşmak pek kolay olmuyor zaten.
''Zalimin zulmüne boyun eğmedi, Yiğitler ölse de yere değmedi, Göklerde yıldızlar ona gülmedi… Esme poyraz esme, Ali’m üşüyor, Sarmıyor kolları yana düşüyor.''
Üstadım.... Şiiri sabah okumama rağmen yanıt veremedim bu enfes dizelere.
Toplumumuzun kanayan bir yarasını anlatmışsınız. Benim bir sözüm vardır her zaman söylerim. Bu yüzden çok ta eleştirilmişimdir. Sonu ne olursa olsun çocuklarını töre adı altında öldüren her anne ve baba katildir. İlla kan dökülmesi gerekmez katil olmak için.
Çocuk gelinler, lanet olası berdel, İlkel bir davranış türü kan davası, silahlar.
Halk müziğimizde ağıt vardır. Çoğunlukla töre kurbanlarına söylenmiştir. Şiirinizin her bir mısrasından işte bu tadı aldım.
Yüreğinizden kaleminize, kaleminizden sayfaya düşen şiirinize şağlık Bunu yazdıran duyarlılığınıza binlerce teşekkür.
Günümün şiiridir üstadım. Dilerim ki seçki kurulu da aynı kanıda olur.
Sonsuz saygılarım selamlarım ve güzellik dileklerimle kalınız
"...Dinlerin hepsi aynı coğrafyadan çıktıysa acaba orası çok mu kutsal bir yer yoksa araplar bu kadar iğrenç bir millet mi..." Evet. 4 kitap, 4 peygamber, 100 Nebi. Hepsi aynı coğrafyadan çıkmış. Şu dönemde bile Arap coğrafyasınıa baktığınızda nedeni aleni bir şekilde görülüyor. Hâlâ aynı zihniyet eksiksiz devam ediyor. Allah insanları özel kılmış ve onların yaşantısına müdahale etmiyor. Araplar dışında. Dinlerin yasakladığı ne varsa burada mevcut ve hep olacak... Neyse!.. fazla da yormamak lazım kafayı.🙂
Üstadım, Sizin şiirinizden kopya çekmek kolay. O zaman düşünüp yazabiliyorum. Hece ile ilgileniyorum hala.
Benim geçen yıl yayınladığım bir şiirim vardı. ''Yorgun yüreğinden öperim çocuk'' Töre uğruna kendisi bana göre daha çocukken evlendirilen ve kucağına çocuk alan bir delikanlının gerçek hayat hikayedir. Yakınen tanıdığım ve çok sevdiğim gencecik biri. Şimdi mutsuz.......
Bazı çevreler beni bir sorumdan dolayı sürekli aforoz ediyorlar. Dinlerin hepsi aynı coğrafyadan çıktıysa acaba orası çok mu kutsal bir yer yoksa araplar bu kadar iğrenç bir millet mi. Bir kaç bin yılda bir yeni peygamber iniyor Karadeniz bölgesindeki ensest evliliklerin tamamı para ve mal dışarı gitmesin mantığı. Birebir karadenizli arkadaşlarımdan biliyorum bunu. Ensest ilişkilerin en yoğun olduğu yer doğu anadolu ve güneydoğu anadolu. Her iki yerde arap kültüründen en fazla etkilenen 2 bölge. El Ahzab suresi 37. ayet, 50 ve 51 ayet zaten her şeyi ortaya koyuyor. Burada dikkat çekmemek ve linç edilmemek adına bu ayetlerin mealini yazmayayım.
Çok haklısınız üstadım. Töre adı altında yapılan her hareket bazen direk bazen dolaylı olarak (kız veya erkek evlat olarak ayırmıyorum) evlat kurban etmenin ta kendisidir. Ben bu anne ve babalara siz evlat kanı dökmeden evlat katilisiniz diyorum.
Töre şemsiyesi altında gizlenen yozlaşmanın, canavarlığın, katliamların, cinayetlerin hangisini yazayım. Arap kültürünün(!) (kültür demeye de dilim varmıyor ama) bütün kötü yönlerini alıp yaşatma bağnazlığını göstermek kadar acizlik yakışmıyor insanım diyene. Kan davası, çocuk gelin, ensestizm vs... Hele ki, kendi çocuklarını alenen ve dolaylı yoldan başkalarının sapkınlıkları uğruna kurban etmekten daha öte bağnazlık, yozluk, canavarlık mı olur? Neyse!..
Ben dedim!.. Kısa zamanda hecede nal toplarız peşinizden diye. Bu müthiş nazire ile sabitlenmiştir sözüm.
Varlığınız, müthiş eşliğiniz ve büyük desteğiniz adına çok teşekkür ederim. Eksik olmayın.
"...Dinlerin hepsi aynı coğrafyadan çıktıysa acaba orası çok mu kutsal bir yer yoksa araplar bu kadar iğrenç bir millet mi..." Evet. 4 kitap, 4 peygamber, 100 Nebi. Hepsi aynı coğrafyadan çıkmış. Şu dönemde bile Arap coğrafyasınıa baktığınızda nedeni aleni bir şekilde görülüyor. Hâlâ aynı zihniyet eksiksiz devam ediyor. Allah insanları özel kılmış ve onların yaşantısına müdahale etmiyor. Araplar dışında. Dinlerin yasakladığı ne varsa burada mevcut ve hep olacak... Neyse!.. fazla da yormamak lazım kafayı.🙂
Üstadım, Sizin şiirinizden kopya çekmek kolay. O zaman düşünüp yazabiliyorum. Hece ile ilgileniyorum hala.
Benim geçen yıl yayınladığım bir şiirim vardı. ''Yorgun yüreğinden öperim çocuk'' Töre uğruna kendisi bana göre daha çocukken evlendirilen ve kucağına çocuk alan bir delikanlının gerçek hayat hikayedir. Yakınen tanıdığım ve çok sevdiğim gencecik biri. Şimdi mutsuz.......
Bazı çevreler beni bir sorumdan dolayı sürekli aforoz ediyorlar. Dinlerin hepsi aynı coğrafyadan çıktıysa acaba orası çok mu kutsal bir yer yoksa araplar bu kadar iğrenç bir millet mi. Bir kaç bin yılda bir yeni peygamber iniyor Karadeniz bölgesindeki ensest evliliklerin tamamı para ve mal dışarı gitmesin mantığı. Birebir karadenizli arkadaşlarımdan biliyorum bunu. Ensest ilişkilerin en yoğun olduğu yer doğu anadolu ve güneydoğu anadolu. Her iki yerde arap kültüründen en fazla etkilenen 2 bölge. El Ahzab suresi 37. ayet, 50 ve 51 ayet zaten her şeyi ortaya koyuyor. Burada dikkat çekmemek ve linç edilmemek adına bu ayetlerin mealini yazmayayım.
Çok haklısınız üstadım. Töre adı altında yapılan her hareket bazen direk bazen dolaylı olarak (kız veya erkek evlat olarak ayırmıyorum) evlat kurban etmenin ta kendisidir. Ben bu anne ve babalara siz evlat kanı dökmeden evlat katilisiniz diyorum.
Töre şemsiyesi altında gizlenen yozlaşmanın, canavarlığın, katliamların, cinayetlerin hangisini yazayım. Arap kültürünün(!) (kültür demeye de dilim varmıyor ama) bütün kötü yönlerini alıp yaşatma bağnazlığını göstermek kadar acizlik yakışmıyor insanım diyene. Kan davası, çocuk gelin, ensestizm vs... Hele ki, kendi çocuklarını alenen ve dolaylı yoldan başkalarının sapkınlıkları uğruna kurban etmekten daha öte bağnazlık, yozluk, canavarlık mı olur? Neyse!..
Ben dedim!.. Kısa zamanda hecede nal toplarız peşinizden diye. Bu müthiş nazire ile sabitlenmiştir sözüm.
Varlığınız, müthiş eşliğiniz ve büyük desteğiniz adına çok teşekkür ederim. Eksik olmayın.
Ne yazık ki bizim olmayan, özellikle Arap kültürünün olumsuz neyi varsa almışız. Bu kan davası da onlardan biri. Özellikle Doğu ve Güneydoğuanadolu ile karadeniz bölgesinde etkin bir durum.
Her ne kadar günümüzde "sansür" krallığı sebebiyle haber konusu yapılmıyor olsa da. Artarak ve bütün hızıyla devam ediyor bu insanlık dışı hal.
Geçmişte de kan davası ile ilgili birçok olaya tanık olmuşluğum vardı. O zamanlardan kıyıya kenara aldığım notlar, zaman içinde böyle bir Türkü formu oluşturdu. Çok şükür, yakın çevremizde böylesi bir bağnazlığa şahit olmadım.
Varlığın, desteğin ve nefis eşliğin için çok teşekkür ederim abim. Eksik olmayasın.
Ne yazık ki bizim olmayan, özellikle Arap kültürünün olumsuz neyi varsa almışız. Bu kan davası da onlardan biri. Özellikle Doğu ve Güneydoğuanadolu ile karadeniz bölgesinde etkin bir durum.
Her ne kadar günümüzde "sansür" krallığı sebebiyle haber konusu yapılmıyor olsa da. Artarak ve bütün hızıyla devam ediyor bu insanlık dışı hal.
Geçmişte de kan davası ile ilgili birçok olaya tanık olmuşluğum vardı. O zamanlardan kıyıya kenara aldığım notlar, zaman içinde böyle bir Türkü formu oluşturdu. Çok şükür, yakın çevremizde böylesi bir bağnazlığa şahit olmadım.
Varlığın, desteğin ve nefis eşliğin için çok teşekkür ederim abim. Eksik olmayasın.
Acımasız eksikliklerin cahilâne dışa vurumu ile can alıcı bir konu ancak dahiyane bir şekilde böyle ustaca kaleme alınabilinirdi.Yürekleri dağlayıcı tür ağıt.Toplumun kanayan yarası kabuk baglasa da zamanla iyileşemiyor ne yazık ki..Kaleminiz var olsun.Üstadı selamlıyorum.Sağlıcakla.Saygıyla.
Her kavimde tektük vakalar görünüyor olsa da, Arap kültürünün neredeyse istisnasız bir ögesi, kan davası. Ve birçok şeyde olduğu gibi, bu kültürü de Araptan bir adım önde kabullenmişiz ne yazık ki toplum olarak.
Varlığınız ve onur veren, destekleyici yorumunuz adına sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Eksik olmayınız. Her daim saygı bizden efendim.
Her kavimde tektük vakalar görünüyor olsa da, Arap kültürünün neredeyse istisnasız bir ögesi, kan davası. Ve birçok şeyde olduğu gibi, bu kültürü de Araptan bir adım önde kabullenmişiz ne yazık ki toplum olarak.
Varlığınız ve onur veren, destekleyici yorumunuz adına sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Eksik olmayınız. Her daim saygı bizden efendim.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.