20
Yorum
40
Beğeni
5,0
Puan
1520
Okunma


Öldü diyorlardı sana! seksen beş yıl evveli
Özleminle yanar gönlüm seni sevdim seveli
Dize getirmiştin hani, hem de yedi düveli
Gözlerinle karanlığı boğduğunu gördüm ben
Hasret kalmıştı bu millet müjdelere, mutlara
Bir mucize bekliyordu haykırıp bulutlara
Susuzluktan çatlamaya yüz tutmuş umutlara...
Yağmur olup gökyüzünden yağdığını gördüm ben
İnsanlığa çığır açan emsalsiz cüretinle
Türk soyunun odağısın tertemiz suretinle
Ve kendi bendinden taşan eşsiz azametinle
Bir çocuğun yüreğine sığdığını gördüm ben
Seni yazdık bu vatanın toprağına taşına
Emanet ettiğin bebek! erişti yüz yaşına
Cumhuriyet sevdalısı milyonları başına
Dalga dalga toplayarak yığdığını gördüm ben
Alibaba’nın gönlünün, ey sarsılmaz habibi!
Bil ki; asıl makberindir yüreğimin taa dibi
Örselendikçe güçlenen Zümrüdüanka gibi
Her On Kasım küllerinden doğduğunu gördüm ben
Mut: bütün özlem ve isteklerin tam ve sürekli olarak yerine gelmesinden duyulan kıvanç, mutluluk.
Cüret: korkusuzca davranış, yüreklilik.
Suret: biçim, görünüş.
Habip: sevgili, dost.
Örselenmek: yıpranmak. (Zorlayıcı bir zaman diliminden geçen ve yıpranan kişileri tarif etmek için kullanılan bir deyim.)
5.0
100% (24)