âhhh be adam
bir tanecik olsun kalpli anahtarlık
alıp asamadık
üzerine aşkın tarihini
güpgüzel isimlerinizi kazıyamadık
elele , gözgöze gezdiğimiz
gurbet köprüsünün yamacına dedi kadın
üstelik aşkımıza şahit olan ördekler, kuğular bile istemişti
hiç bir tarih kitabının yazmadığı asırlık sevdamızı
tam da oraya
senin kalbinin artı benim kalbimin attığı
hüzünleri kağıttan gemilerle batırdığımız
özlemin taaa anasını ağlattığımız yere
tam konumu sorarsan
avuçiçlerimizde yazan on sekiz ile seksen birde saklı



âhhh ne güzeldi o günler
kilometrelerce yolu nefes nefese çoğalarak yürüyüp
karda kahve içip
piknik yapmıştık
karın altında yuva yapan karıncalar sesimizi duyup
"her şey sizinle güzel "adlı yeni çalışmalarını
ilk kez bizimle paylaşmıştı keman eşliğinde
bizde çırılçıplak nefesimizi karın altına doğru üfleyip
anadan üryan bedenlerini ısıtmıştık
hatırla...
hatırla doyumsuz huzurun tadını
ağız dolusu gülüşlerimizi
küçülen gözlerimizde kayboluşumuzu
çektiğimiz video şölenlerini


adam doğruldu masalın gökyüzüne açılan penceresinden
kadını hüzün dolu kirpik uçlarından öptü
hatırı kalsın diye sadakât nârının
papatyalar eşliğinde şefkatini dokudu her bir saç teline
tek tek
kokusu cennetin gül bahçelerinden düşmüş gibiydi kadının
bütün ömrüm sana fedã olsun dedi adam
kadın gurbette ilk kez vatan havası solumuşcasına
mutluydu
öksüz başını adamın omuzuna koydu
en güzel sığınağım sensin
iyi ki varsın be adam diyerek ...




nagihan