1
Yorum
34
Beğeni
0,0
Puan
894
Okunma

gümbürtülü bir kasırgayla uyandı gün
sağır sultan gibi koştum çalkantılı denizlere
baktım suspus martılar musikisini yitirmiş iskele
yönünü şaşırmış bir pusula gündüzü akşama mahpus
bir keder
ah!...
tanrım neden hiç durulmuyor bu mevsimler
durulmuyor bu denizler
nevri dönen gecenin
kızıllığında sararan efkâr-ı gam
dalları kırılan bir erik ağacının hüznünü sırtlayan rüzgâr
çoğul kötülüğe kucak açan gecenin kucağında evcilleşen sancı
uyuyup uyansam devranı döner mi kem talihin açılır mı bahtıma çiçekler
kalbime doğar mı güneş gözleri şarkı mırıldanan bir ispinoz gibi
havalanır mı eteklerim zilzurna
ah!...
tanrım neden ağır bu omuzlarım kölesiyim hep
bu köhne yalnızlığın
herkes
susmuş bir merdiven hep kendine yürüyen
herkes kendine tapınan ağaç herkes kendine övünen kuş
duyulmuyor sesimin yavaş adımları ıslak sokaktan
yitik bir çehrenin avazında ince ince sızlayan ölüm
kısık kısık ağlayan dilim gözlerimdeyse
of! akşamın belası
hep aynı nalan
ah!...
tanrım karanlığı yırtan bakışlarım ne zaman uyanışa gebe
kirpiklerimden aşağı sarkan zümrüdüanka kuşu
ve güneşin harladığı yangın sabah
kalbimi s e v i n
s e v i n kalbimi
ü ş ü m e s i n
ayşe uçar
11092023
23:26