1
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
981
Okunma

Öyle hasret kaldım ki sana
Sevmek ve özlemek
Kaç kelime
Kaç hece
Unuttum...
seni sevmenin ve özlemenin kaçıncı halini yaşıyorum
bilmiyorum
ama bütün evrelerinde de
avuçlarıma bıraktığın aşk kokusu öyle güzel ki
bir an bile seni kalbimden çıkarmayı
aklımın ucundan geçirmedim
haklısın
tomurcuk zamanı gelecektim
kuşlar yuva yapmadan ağaçların bahar dallarına
kavuşacaktık
leylekler dans ederken göğün yüzünde
aşkımızın alfabesini kazıyacaktık yine gökkubeye
ilk bahardan yaza göç etti mevsimler
gelemedm
gözlerinin bitimsiz şefkâtiyle bağışla beni sevgilim
kucaklarken gölgen gölgemi
aşka doyamamak vardı
taptaze reyhan kokusu ve iki sütlü kahve eşliğinde
gün batımında omuzuna yaslamak vardı başımı
âhhh ne çok keder biriktirmiş saç tellerim
bilemezsin
parmaklarının doksan dokuz zikri d’okunsa
her şey geçecek gibi
âhhh sevgili
kırlardan papatyalar tak çocuksu gülüşlerime
savur hüznün küllerini kimsenin ulaşamayacağı yere
bulutlara eş gözlerimden öyle bir öp ki
unutayım yok oluşumun öyküsünü
en güzel masalın ben olayım
simsiyah kuğunun kırmızı gagasında güneş batarken
avut boynu bükük öksüzlüğümü
çocukluğumun bayram sevincini yaşayayım
senin diz(e)lerinde
gök yüzü siyahi yalnızlığı giyinmeden
rengârenk kelebek kanatlarımla
gülümseyen kuşların geçit töreninde geleceğim sana
o tren istasyonunda kır çiçekleri elinde
BEKLE BENİ.
nagihan