Yoksul Düşler Dönencesisebebi olmayan kelimeler yapıştı dilime varlığın ortasında darlık müsebbibim kar altı nefessizce yaşanan bir kış kaşığı süngü niyetli vurgunluğuyla bir azıksız ölüm... uykusuz sabahlar ve birazda özlemin pıtıraklı tellerine asılı kalan hayırsız türküler söylendim itibarsız ve arsız insancık sürüsü hep etrafımda “oyuk açılan bedenimde yara izi koyup gidenler utansın “ diyemiyorum işte hayat barikatının kanlı militanlığını giyinmişim örtünülen fal tuzağı kahve telvesi birazda veya az buçuk yoksul düş dönencesi ufuksuz zamanlar uçurdum güneşin sancağında dalga dalga yandım çal beni ey göğsüm çal beni kalp atışlarım duyulsun bağrımın umutsuz söylencesi kahır mektupları yolladım viranemden kırık kalemlerin derin iziyle yazıldı bilesin bilesin yalnız senin elinde tutunur yamalarımın dikişi yumuk ellerini düşünüyorum şimdi hasretle parmaklarımın dokunuşunu titrek ve bir o kadar da ürkek bakışlarını düşünüyorum çekingen mahur bir şarkı kadar içli milyon defa bakmaya doyamadığım hiç kimseyi yerine koyamadığım vurgun yemiş dağların mor sessizliğinde uyumuş bir eşkiya halimin sende masumiyete dönüştüğümü düşündüm bu şiir ki yoksul düşler dönencesi çal beni ey göğsüm çal beni kalp atışlarım duyulsun bağrımın umutsuz söylencesi EbRuAsya// |
Bazılarımız Şarkılara, bazılarımız Filmlere, tutunuyor
BazılarımızKitaplara Sanırım Artık İnsan, Tutunamıyor İnsana”