12
Yorum
36
Beğeni
0,0
Puan
305
Okunma
dizlerinin bağı çözülmüş bir hayalden
sana yaralar ve karanlıklardan sesleniyorum
ağlayan renkler geçti gözlerimin önünden
bir tek senin gözlerinin rengiydi
bakışlarımı acıtmayan...
göğsümün içinde sağa sola çarpan bir kuş var çağırdığın
kanadı siyah...
ışıkla hiç karşılaşmamış çocuk kadar ürkek
açlığın koynunda uyutulmuş
boşluğun sırtında büyütülmüş
nefes kadar ağır bir gölge
kanadı siyah...
kendi içine düşünce
suyun kâbusu çölde rüya öldürdüm
iyiyle kötüye bürünmüş
iklimi sırlı gecelerde
yeniden toz olup dağıldı zaman
atlas dokunuşlu
kum saatinin içinde
kül... benim eski sırdaşım
adın... beni yakan ateş
dudaklarıma ısırırcasına dokunan
o ısrarcı alev
hâlâ o ilk sızının eşiğindeyim
avucumda anlamını arayan bir ayna
kendime benzeyen suretler gösteriyor
her baktığımda sana biraz daha...
EbRuAsya//