Sakın Boşuna sevinme, Filmlerin sonu iyi biter diye…
Hep iyi roller verilmez insana hayatta, Her zaman mutlu son yazmaz ekranda, Ve seyirciler daima Ayakta alkışlamazlar seni saatlerce…
…
Zaten değiller midir ki Hepsi birbirinden beter, Hepsi birbirinden sahtekâr…
- V - / - FİNAL -
Film bitti diye de, Sevinme boşuna oyuncu, Çünkü Yeni bir başlangıcın işaretçisidir bu bitişler...
Boşuna “Biri biter biri başlar” dememişler…
Her yeni gün yeni bir hayat besler karnında, Ve taşır hayatın bütün dekorunu Kayboluncaya kadar sırtında.
Filmin sonu gelince de Bilinmezliğe doğru Alıp götürür bütün seyircileri yanında…
…
Geriye kalansa, Boş bir sandalye Ve Beyaz -hem de bembeyaz- bir perde…
Pelin… 3 Eylül 2008
Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Pelin şiirine geç girdim özür dilerim öncelikle. şiirin yaşam sahnesini çok güzel anlatmış gereğince.
Ey.. ışıkçı... söndürme ışıkları söndürme henüz bitmedi oyun bitmez ki tefrikalı oyun hadi şimdi sen git ama söndürme ışıkları bak senaristte uzattı oynun son sahnesini gülerek dişlek dişlek yere sürünürken yüzümüz hadi git ışıkçı git sen burda sana ekmek yok bırak giderken yansın ışıklarımız.
"İşte bu kadar" diyeceğim Pelinciğim. Nefis bir gözlemle, sonsuz bir son... Vur tekmeyi devir sandalyeyi gitsin. Bu gün değilmidir beklediğimiz yarın? O halde yarısızız, dün oldu bile bu gün. "Yaşam tercihlerimizin toplamıdır" diyen ne de güzel söylemiş değil mi? "Yazgı" neresinde peki bu işin? Göster usta oyunculuğunu ve bir değişiklik yap, nasılsa izlenmeye gelinmişsin, takıl kafana göre yine alkış alacaksın, yine yuhalanacaksın. Başka oluru var mı ki? Sorgular arası karmaşa, tıpkı yaşam gibi ve hatta gibisi fazla ta kendisi... Sofi'nin dünyasını oyun olarak izledim şiirinizden şairem kutluyorum ve başarılarınızın devamını diliyorum Gönül'den. Sevgi yüklü saygılarımlla.
tarzınız çok güzel sadece ağdalı aşk şiirleri yazmıyorsunuz hayatı yazmak hayatı sorumlulukla yaşamak ve dizelere aynı sorumlulukla şiir olarak dökmekte hüner ve beceri ister şiirin şiir olunca hemen sivrilip çıkıyor yukarılara ve okutuyor kendisini başarılarının devamını diler saygı ve sevgilerimi sunarım... sevgili Pelin .....Gürsel CENGİZ
Gürselce tarafından 9/14/2008 3:47:42 PM zamanında düzenlenmiştir.
Doğru yerde açılıp doğru yerde kapanmış perde. Seyreden kendini seyretmiyor muydu zaten? Oyuncunun jestlerinden, mimiklerinden. Oyuncu da bir seyirci de. En tepede dururken görünmez YÖNETMEN... Güzeldi, dolu dolu.
Nasıl? Eski bir amerikan filminden kaçmış, italyan takım elbiseli, fötr şapkalı, saçları biryantinli (Mesela Bogart gibi) bir adam için iyi laf değil mi? Tamburalı silahında duman, Rita ona aşık, tek kaşı düşük, dudağında Marlboro...Dünya’nın ilk gökdelenleri...Newyork... Amerikan arabeski, jazz, siyah adam...Bu gelecek filimin tanıtımı...Biz zencileri tanımadık henüz. Zenci kadınların göğüsleri hep açık sanırdık. Meğersem onlar yerlilermiş ve yalnızca belgesellerde öyle olurmuş...
Işık....Coca-cola...mısır....
Ve ışıklar tekrar söndü. Gerçeği, yalnızca gerçeği aramak ona göre değildi. Aynalarda boyanmaktan eskimiş yüzü geceye kaskatı profiller bıraktı. Ağladı, ağlarken çirkin yüzünün güzelleştiğini gördüm. Bir cıgara kızartısına döndü karanlık. Kursağımdaki yemek kırıtılarını çaktırmadan kustum..
Flim tekrar başladı. Hasreti dağa kaldıran bir gül eşkiyasını anlatıyordu. Deniz kenarlarında ingiliz kızlarının kürt delikanlılarına nasıl aşık olduğunu...Palyaço bağırmaya başladı tanıyorum onu...sakinleşip anlatmaya devam etti. Ona bir yurt koridorunda rastlamıştım. Sağcı mı, solcu muydu bilmem ama iyi şairdi. Buz kıran gecelerde soyunup İsmet Özel şiirlerine sarılırdı. Şehirden geçerken bu kadar güzel söven bir insan olamazdı.
“Hangi resmime tapsam,dinmiyor sızım,
kentler kadar kalabalık,köpekler kadar yalnızım"
Flim hiç bitmedi.Palyaço hiç susmadı.Anlattı durdu, Harlem'de Michael, Flistin'de Mustafa, İzmir'de koca kafalı bir çocuk, onlar bütün dünyanın en iyi oyuncularıydı ve bütün sistemleri, bütün ideolojileri ve üstü mühürlü bütün evrakları varlıklarıyla yalancı çıkarıyorlardı..
sahne..her sabah sahneeeeeee...Boyalarım nerde anne..
beğenerek okudum..oyundan çıkalı ne kadar oldu diye düşündüm..
Geride kalan boş sandalye ve bembeyaz perde ,yeni oyun ve seyircilere hazırlık yapacak .Böylece sistem işlemeye devam edecek. Bu tarzını da çok sevdim. Sevgimle Pelin.
Bak Can Yücel ne diyor bir şiirinde hayata dair, ben sadece sonunu ekliyeyim dedim uzun olduğu için ;
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın. Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat. ilişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...
Can'ın da dediği gibi işte öylesine ucundan tutarak yaşamak lazım o alçak hayatı :))
Ama bir an gelir ki nefes alamaz oyuncu boş sahnede, bütün izleyicilerin kendisine nefretle baktığıını zanneder ve nefes alamadığını hisseder... Takılır kalır boğazında ezberlediği senaryo... İşte tam da o zaman da ne yazık ki böyle düşünür seyirciler hakkında...
Ama sonra geçip gider, her şey normale döner...
Yürekten teşekkür ederim güzel yorumunuza... Saygılar...
Ama bir an gelir ki nefes alamaz oyuncu boş sahnede, bütün izleyicilerin kendisine nefretle baktığıını zanneder ve nefes alamadığını hisseder... Takılır kalır boğazında ezberlediği senaryo... İşte tam da o zaman da ne yazık ki böyle düşünür seyirciler hakkında...
Ama sonra geçip gider, her şey normale döner...
Yürekten teşekkür ederim güzel yorumunuza... Saygılar...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.