3
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
440
Okunma

Çiçeklere öz koyulmuş; gül bekler ki arı gelsin
"SIR" demiştim tez duyulmuş; dil bekler ki kârı gelsin!
Nâr alevsiz, issiz olmaz, can kırığı sessiz olmaz,
Kara sevda hissiz olmaz; kalbi olan beri gelsin
Gaye şiir ise şayet, kâfi değil niyet, gayret
Hakk’a yalvar, hem niyâz et, "ilham" denen peri gelsin
Gâh Ferhat ol dağları aş, gâh Mecnûn ol çölü dolaş
Öyle yan ki inlesin taş; sesi duyan biri gelsin
Kana batır kalemini, aşikâr et elemini
Hüzün alsın son demini, âh u zârın yeri gelsin
Sitem düşşün feryâdına, matem sinsin her yâdına.
Derman diye aşk od’una, Kafdağı’nın karı gelsin
Şuârâya vuslat haram, her dizeden taşsın d(ı)ram
Hicran koksun buram buram; genizlere harı gelsin
Her hecede artsın ağrın, yâr dedikçe yansın bağrın
Duyulmasın yardım çağrın; dert, dermana iri gelsin.
Can çırpınsın dar kafeste, hüzzam olsun dile beste
Mezarına son nefeste, "Bir kemik bir deri" gelsin.
Varsın aksın gözde selin, kokusunu al ecelin
Tükenince tüm mecâlin; yâr acısın, geri gelsin
Oksuz kalmaz gerili yay, sevda ile olmaz alay
"Dağ aşarım" demek kolay, sözlerinin eri gelsin
Nam bırakmak ise murat, şair için yollar Sırat
Ne al, ne boz, ne de kırat, işte meydan... Doru gelsin.
Mecit AKTÜRK