2
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
498
Okunma
Bir ölüm kadardır oysa hayat...
Ellerinde can çekişen takvimler...
Geceye mezar sessizliklerinden tutunuşlar...
Ve sorgumun prangalı odaları...
Ve git gide uzaklaşısı karanlıklara bedenimin...
Ve ben...
Ve sen...
Ve...
Ve...
Ve...
.
.
Kaç ölümü taşımaktır ki yüreğinde hakikat...
.
.
Tek başıma yetmiyor sessizliğim...
.
.
Ne yapayım?
.
.
.
.
.
.
.
Ve...
.
.
.
Bir gece...
.
.
.
Ansızın tefekkürüyle ölmeliyim hakikatin...
Ses vermeden düşüncelerim suların duruluşuna iner diye bir telaş
Toplanıp sisli dumanların geceye yumulu avlusuna...
Kararan güne yetişemeyeceğinden habersiz
Islak bir yargıya işleyen kara yazgılar gibi
Savrulurken irkilişlere şuursuzluklar ten ten...
Ses vermedi kimseler, küflü ölgünlüklere
Sır oluşlara
Putlarının zalimane korkusuna...
Böyle...
.
.
.
Böyle ölmek istiyorum eşliğiyle son meleğin teselli edişlerinde
Yavaş yavaş üşütürken güz, kalem tutan ellerimi
Uyandırma bir kez daha
Sessizce unutuluşlarına beni
İsterdim oysa
Hayal bile olsa göğe dalıp, yanıbaşımda seni
Şefkat dolu bakışlarının terennümünü ekip tenhalarıma
Yokuşlarına sıratlar gizleyen sokaklarınla örtüşürken şiirlerim
İsterdim son bir serçe bakışında
Pır pır çarpan yüreğini
Hissetmek için
Gecelerini...
.
.
.
.
5.0
100% (4)