Kalem seni kıram dedim kıramadım
Gakkoş, Ökkeş can verirken yana yana
Sıcak yatağımda yatamadım döne döne
Vuram dedim başımı taştan taşa, vuramadım

Kalem seni kıram dedim kıramadım
Yok muydu çığlığa yüz saatten önce koşmanın yolu
Heyhat, bu muydu gelinen muasır denilen asrın sonu
Rüyaya yatıp hayra yoram dedim, yoramadım

Kalem seni kıram dedim kıramadım
Görmemiştik böylesi kıyamet zelzele
Kattık donuk gözyaşlarını, selden sele
Yaralarını saram dedim, saramadım

Kalem seni kıram dedim kıramadım
Yığın altlarında sesler boğuk boğuk…
Dışarıda zemheri ayazı soğuk mu soğuk
Soğuk bedenleri saram dedim, saramadım

Kalem seni kıram dedim kıramadım
‘’Pazar olmuş mezar, taş taş üstünde kalmadı’’ dediler
Gidip de yakından görenler ‘’gözyaşlarını tutamadı’’ dediler
Varıp da ben de gözyaşlarını silem dedim, silemedim

İbrahim ŞAHİN