15
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2310
Okunma

hiç olmazsa bu bahar uçsaydım gözlerinden
kanatlanan gülüşün değiyor
ince çizgilerime
teğet geçen aşklara bakışıyoruz aynı anda
ellerin bırakıyor beni uzaklara
gözlerin kalıyor rüzgarımda
sürükleniyoruz
uçurumun bahanesi olmayan sevişgen intiharına
uçuruyoruz uçurtmaları
yırtık böğürlerin iniltili kutsallığında
öylece buluşuyor renklerimiz seninle
tuvaldeki bedeninde
gidişlerin ilahi tınısı acıtıyor içini
belki uzatsan elini
ya da dönse yüzün gecenin matemine
sitemlerin
gündüzün geceden bozulmuş bekaretine
iyide sebep sensin
belki uzatsan elini
yarın daha mahrem gelecek düşlerine
ve sen bir kez daha düşeceksin
kılavuzu düşlerin
felsebiyat kitaplarına
suret yalnızlığın oynaksı ihaneti
ayna şimdi sadece göz kırpması
tırnak içine alınmış “güzelliğin” vardı senin
altını çizmeye korktuğum sevişlerinin
üstünden geçerdim
içtiğin sigaranın savurgan dumanı ile
bir ayrılık hikayesinin
detone olmuş fon sesi seni
çığırma bana
kederlerin krallığını ilan ettiği cümlelerle
sen zaten hederdin
keder sadece sesin
sirayet etmiş oynak bakışlı ayyaşlar
çıkmaz sokaklarında şimdi yalın ayak
sızıyorsun
melamin tabakların çiçeklerinden
elleşme
içiyorsam
kendimi sesinden
sen daha yüksek söyle
/ölüyorum lan sana
hem de jantisinden... /