12
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
3424
Okunma

acı
baygın bir hayranın
seni sınamak için katlettiği bu şehri
sen giderken
üzerine örtecek
ve yırtık bir istanbul martısı
-ki yırtıklığı büyük ada vapurlarından birinde
didiklenmiş gevrek ile başladı-
ağzından aldığı lokmayı
ibrenin tersine koyacak
sen hep falda geldiğin için
-bu hayata-
her kaldırım
aynı yolculuğu gösterir
aynı yöne gidemeyen bakışların
kuşkulu çocuğu
kürtaj muamelesi çekecek
-bu sokak çıkmaz-
diyen diline
hissi kalben vukuu
seni öldürdüğüm sokağın adı
vaktin birinde
aşkına muktedir
deniz gözlü
dili yılan kavuğunda pek bir rahat
ünsiyet peyda etmiş bir adam vardı
iyi bak kahvenin telvesine
bana benziyor değil mi
bir vakitler bana benzeyen
sevdim seni
biliyorum
şimdi o vakitler hercai
bu falda senin adın
hiç
aşk-ı benim ellerimden
iç
kendine bende bir ömür
biç
inan o fala
-inanacaksan-
çok sevdi seni bu piç...