1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
479
Okunma
Bir erkeğin gözyaşlarını bakışlarında gizlediğini anladığımda içimde kopan bir fırtına.
Kirpiklerin mi ıslandı delikanlım?
Saçını ağartan bu dert neydi?
En güvendiğin dalını
En güvendiklerin mi kırdı!
Vurdular mı sığırcık kuşunu
Tohumları gagasında.
Toprak tohumsuz, Tohum filizsiz mi kaldı?
He delikanlım?
Ağlamak ayıp mı dediler, gülmek aşiyan.
Ağlamayınca da anlamazsın sandılar
Ağladığını bilmeden.
Gülüşlerinin bestesinde yanan
O Kan kırmızısı karanfil
Bir türküye söz olamadı mı?
Umudunun baki olduğunu bilemediler.
“Allah var, Allah yar“ dedin sessizce gecelerde
Hissedemediler.
Bir zelzele koptu apansız yüreğinin boşluğunda
Göremediler.
Yıkık, viran bir gemiydi oysa denizin dibindeki
Bulamadılar.
Ruhunu kemiriyordu keman sesi
İşitmediler.
Bir şiir duyunca dudaklarda
İşte diyordun, işte ben.
Bilemediler.
Bilemediler delikanlım.
Derdinin seni olgunlaştırdığını.
Derdin ile dertleştiğini göremediler.
Çocuk ruhunun içindeki o yıkıma inanmayarak
Bir de onlar yıktı değil mi?
Boş ver dedin sonra, kime ne anlatıyorsun!
Bakışların altındaki sisleri görmeyene
Dost denmezdi zaten.
Uçurtman göğe takıldığında yalnızdın delikanlım.
Bakakaldın değil mi öylece?
Kadere razıydık lakin
Kederini sulayınca en güvendiğin
Bir daha güvenemedin değil mi?
Anlıyorum delikanlım anlıyorum da
Yaşıyoruz ya hani ekim kasım.
Bazen de nisan mayıs.
Duan sicim sicim yağıyor
Yağıyor da dünyana
Göremiyorsun bazen delikanlım.
Sen de göremiyorsun.
Bak tohumun çoktan filizlenmiş
Sığırcık kuşun artık başka tohumlar taşıyor.
Öyle ya delikanlım
Ağlamayı öğretmek içindi belki de bu imtihan.
Deryaların sonsuz ikliminde
Ağlayarak anlamanın huzurunu
Şimdi anladın mı delikanlım?
5.0
100% (7)