10
Yorum
43
Beğeni
5,0
Puan
1235
Okunma

geceyi kuşatan nikotin tadındaki aşkların
tene sinmiş kokusunu bilirsin
görkemli kentlerin birbirine geçen soğuğu
tanıdıktır bu mevsimde
yalnızlar sokağının uçurumunda ısınanlar gibi
tanıdık bir yüz arıyor yanan parmak uçlarım
bir yandan taşı toprağı incitmeyen nehirler gibiyim
sonra gözlerimin durgunluğu bir cam gibi kırılıyor caddelere
kulaklarımda nasıl bir ağrı birikti bilemezsin
geçmiyor ki iki gözüm geçmiyor
susuyorum o gündür
sen utangaç doğumun bir gün güzelliği
ben iklimi örselenen bir gelincik kadar dağınığım
saçları okşanmamış insanların sevinçlerine tebessüm ederdik
canımız da yanardı sevmekten, biz ağlaşırdık
göğsümüzü göğe açardık da kuşlar dolardı içeri
hangi gün düştük bu dünyanın içinde ayrı ayrı
iki gözüm
saçlarını severken sana anlattığım hikayelerin
bükülmüş de tekrar okunmayan sayfaları gibiyim
insanların hatıraları mercanlara benziyormuş
hikayeleri renkliymiş çok evvel zaman
sonra kederlenmişler beyaza dönmüşler
tutunamamışlar da siyah olup gitmişler
tane tane savruk şimdi iki gözüm
birbirine uzak denizlerde
hayatlarımız
az önceydi
çocuklara şeker hediye ettim
onlar şekeri severdi biz onları
en masum yalancısı olabilirdik bu dengenin
sevinçlerin en fakir hırsızı ikimiz
gidenlerin acı ve
zalimlerin kederli bıraktığı kavgalar
eylemleri beraberinde getirir
sonra o eylemler devrimleri
bazen de soğuk demirlere asılı kalır hayatlarımız
utangaç gözlerinden öpüyorum
dünya senden çok sevmedi beni
yeri değildi zamanı değildi sevgilerin
bir başka mevsimde buluşur muyuz?
dünyanın çocuklarını sarabilecek kadar geniş
kanatlarımız olur dünyayı sevebiliriz …
Doğan’a sevgiyle
Deniz Eğmen 9 ekim 2022
çok değerli seçki kuruluna, şiir adına teşekkürlerimle
5.0
100% (18)