19
Yorum
41
Beğeni
0,0
Puan
621
Okunma

inan bana, şiire uysun diye değil hüznüm
nefes alıp veriyorum
ağaçlar kadar mı bilmem
nerede yakalayamadığım şey’ler
yanımda oturan çocuğun da belli hüznü
bir şey ummak istiyor bakışlarımdan
ikimizin gözleri de ileriye bakıyor
kayıp giden zamanda
ne çok tutmak isterdim elini
romanını yazmak yetmez
onun kadar yalnız değilim
çoğul hüznüm, insan sayısı kadar
istese eylül beni sararmış yaprak eyler
fırsat vermemek için giriyorum şiire
en uslu adımlarımla
yapraklarını ezmeden
üstelik topluyorum parktan
en güzel çınar yapraklarını
çiçek gibi takıyorum
defterimin göğsüne
sanki hüzün bana davetiye gönderdi de
düğünsüz derneksiz evine gittim
çıkmam bir gülümsemenin elinde
kapıyı açıp onu uğurlarken
bir sevgi sözcüğü bile gerekmez
dönüp ardına bakması yeter
nasıl bakarsa
doğuşuna güneşin..
11. 09. 2019 / Nazik Gülenay