14
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1283
Okunma

senin cümlelerin kırık
ellerin
sınıfsal açlığına ihanet edercesine
durmadan giz/inde
şehr-i saadetin puştu
-yıllık izinde-
kıvrımlarını değdirdiğin yerlere
çöl diyorlar
ibadet için ne de çok yolum var
kutsal bir şeyler söyle bana
senle ilgisi olmasın
tavaf kelimesel büyüsünü yitirsin
secde sadece aşkla
rüku beş şarta şart
doksan derecelik aCı ile kıvrılıyorum
-kalbine-
bu da bende ki şart
aklımı yitirdiğim gün seveyim gözlerini
-kafanı kaldırıp baktığın tek bir posta pulu resmin yok-
iade-i ziyaret sözcüklerinde
kanamalı bir lahza
-sen-
sen
şimdi tüm ıslaklığınla
gir içeri
sırılsıklam bir hezeyan yaslanıyor
önsözünde
her yara kendi kabuğunu pişirir
benim ki acele bacı
-ben kavrulmadan fıstıkları atma,bir elham üç kulhuvallah-
gökyüzü alışıktır senin intiharlarına
yağmur sanki efendin
ağlamazsam ağlasın diye
sayarım seni ardışık düzende
benim seni üzen/de
uykularımda bir suret
kerameti kendinden düşler peygamberi
şefaat et
yüz sürdüğüm aşkın var ya
onlar yaralarıma kefaret...
alicengizoyunu
(daha yedileri okuyoruz,kırkı çıktığında suyu da çıkacak aydınlığa...)