12
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
650
Okunma

Elinde kemanın
veda busesi çalarken
Şimdi, bir dilenci oldun yaşamın tam ortasında...
Ne çok tın var bende
İçimdeki tonlara
Ses verecek bir nota çizemedim ...
Kendini arıyorken
Asi parmakları yaralıyordu kendini
Solmuş İsimsiz bir çiçekti
kenevir kokusu sinmiş ti üzerine...
İsyankâr aşk ..
rengini boyamıştı yeşile
Tel tel sarıyordu kendini çarşaf gibi
Bir iç çekiyordu kader ağlıyordu
Bir iç çekiyordu vedalar kol kola giriyordu..
Zeytin köy sokaklarının
Çukurları içinde kendi arıyordu
bu şiir..
Sokaklarda kaybolmuştu kimliği
Asi parmakları , el uzatıyor
Bir şişe şarap ,
bir kibrit kutusu mutluluk
Yokmu bir ölüm harçlığı
Kopmuş kemanın teli
Çalmaz artık bu eller seni
Nağmeler mum gibi erimiş
Kelimeler kifayetsiz
Ömrün yarısında bir cinayet
Bir nefes ,bir heves
Kendi masalında
Kendini arar. Bu şiir
Kimi derdini,
Kimi zamanı,
Kimi veda ettiği günü ....
Dinler okudukça!
Anlamaz kimse ne dediğini...
Çünkü kimse sonuna kadar dinlemedi
Çukurun içine düştü bir kemancı
Veda busesi çaldı ,
Asi parmakları
Son darbeyi vurdu sineye
Adı kaldı
Yazı kaldı
Sır kapısı kapandı
.. ..
Sus kemancı
Acıyı tarif ediyor sesin,
Bir ananın feryadı çınlatıyor kulakları
Bir kuşun intiharı sızlatıyor kemikleri
Hüzün çalıyor , Asi parmakların
Bir yüreğe iki kurşun yarası sığmaz
Vakit ayrılığın saatini , kurmuştur çoktan
Güneş bir daha doğmaz...
Kemanı kırık bir berduş arıyorum
Belki bir deniz kıyısında ,
Belkide bulutların üzerinde,
Yıldızları giymiştir üzerine
Karanlığa sarılmış,
Herkes onu adam sanıyor
Oysa kimliğini kaybetmiş
Kırmızı elbiseli bir şiir di O
İçi Sökük
Elbisesi yamalı bu hayatın
Ne giydiği umurumda değil
Süslenince kaldırım çiçeği
Soyununca cennetin kurumuş bahçesi
Ayşe caniberk
Gümüş kalpler
5.0
100% (17)