9
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
536
Okunma

Bu şehirde
Her sabah sensizliğin bileklerimde kelepçesi
Yalnızlıklar nöbet tutar penceremde
Gün boyu çaresizlik türküsü benimle.
Acılarım yankılanır dört duvarda...
Ve seni ararım da yoksun dünyamda.
Bu şehirde
Her akşam kapanır üzerine soğuk demirler
Hücre hücre yalnızlığı yazarsın anılarına
Avunmak istersin kitaplarınla
Unutmak için acı işkencelerle dolu
Dört duvarları ...
Tesellileri dinler mi yüreğin bilsem
Bildiğim, benim de dinlemez
Şu acılarla dolu yüreğim hiç.
Bir Rabbime, bir de dualarıma sığınırım
Beklerim de doğsun diye Güneş .
Bu işkenceli şehirde
Akşamları senin şarkını söylerim
Gün batarken
Bir yerde kuş sesleri
Eşlik ederken hicranıma
Sanki yağlı bir urgandır yokluğun boynuma
Düğüm düğüm olur bu çaresiz akşamlar
Gelir oturur yüreğime
Ve dolu dizgin boşanır göz yaşlarım
Tenimde bir sızı dolaşır ...
Öleceğimi sanırım da ...
Seni beklerken direnirim ölüme.
Beni çaresizlik duraklarında
Yalnız bırakma artık gel !
Hatırlıyormusun ?
Ne çok hayallerimiz vardı
Ne çok düş kurardım mutluluklara
Oysa düşlerime kar yağdı
Bir Eylül gecesi
Tükenip gitti tüm sevincim.
Unutulmaz bir akşamdı o akşam
Sen karanlıkların esiri
Bense kahreden kaderimin esiri olacaktım.
Ellerimiz prangalanmıştı sanki
Ne sana gelmek için açık yollar
Ne de unutmak için tüm acıları
Bir sebep vardı.
Ve yalvaran gözlerinde o gün
Bambaşka anlamlar vardı
Bilemedim bilemedim
Şimdi yüreğimde ordu ordu
Birikmiş acılarla
Seni anlatıyorum akşamlara
Yalnızlığımla baş başa...
Şimdi albümlerin sararmış resimlerine
Kapanıyorum.
Göz yaşlarımla buluşuyor anıların
Sen sakın ağlama ; dayanamam bilirsin
Sen istedin/mi böyle çekip gitmeyi ansızın
Kader yükledi tüm bu acıları , çare / sizim.
Bir daha doğar mı güneş ?
Mazide kalan yarınlarımızın üzerine.
Gözlerim yaşlarla doluydu o akşam
Bir bir ölüyordu içimdeki umutlar
Dudaklarından dökülen ’anne’ deyişin
Beynime paslı bir hançer gibi gömülüyordu.
*
Günay Koçak 01.05.2022
5.0
100% (18)