6
Yorum
27
Beğeni
5,0
Puan
543
Okunma

Bilmem ayrılığımızın kaçıncı rıhtımında
Bulanık bir güz akşamı içim
Korkulu, yalnız, efkarlı...
Yapraklarını yitirmiş bir incir ağacının
Dallarındaki salıncakta
Hayallerim sallanıyor.
Şarkı söylüyor dallarda kuşlar
Eşlik ediyorlar hayallerime...
Zamanı gözlerime seriyorum bir yerde
Büyüyordu dağlar denizler kadar özlemlerim.
Akşamın alaca karanlığında
Alıp başımı yıkılıyordum şarkılara
Ela bakışlarından uzaklarda
İçimde sırıl sıklam şiirler
Çığlık çığlığa ölüyordu ...
Doğmayı
Önce yaşamayı öğrendim.
Sonra bir yaşamayı bin ölmeyi
Ardından
Çaresizliği...
Beni sabah dönüşlerinde
Öksüz bıraktılar...
Taş duvarlar ötesinde kaldı umutlarım.
Bir uğultu kulaklarımın sokağında
İçimde çalıyor çigan müzikleri.
Kalbimin raylarında şaşkın şaşkın hıçkırıyor
Acı sren çığlıkları.
Mevsimlerin çilesini çekiyor gözlerim
Zaman sa fazla kalleş... mutlu ediyor istediğini
Dilediğini çürütüyor.
İçimden bir şarkı mırıldanmak geliyor
Sessiz söylüyor dilim... Kendim için.
’’ Geceleri uyku girmez gözüme ’’
’’ Zalim yastık diken oldu yüzüme’’
Yağmurlar boşandı birden
Camlar ağlıyor...
Yüreğimdeki yanan volkanları
Serinletemeyen damlalara
Kızsam mı acaba ? Kızamıyorum...
Bir kuru mendil var elimde
Biraz sonra sırıl sıklam olacak
Bir mendille bırakıp gidiyor beni
Anılar anılarım, yüreğimdeki sızılar !
Artık bitsin istiyorum ayrılık rüyaları
Yalnızım
Karanlıklar sarıyor ve korkular sarıyor
Birde
Göz yaşlarım var... Göz yaşlarım...
Beni saracak
Ya onlar da olmasaydı ?
Kime sığınırdım... Islak Sonbahar’lar gibi
Yalnızlığım.
*
Günay Koçak 30 . 04 . 2022
5.0
100% (18)