İmanım inançsızlık ablukasından sıyrılamadı. Yenik düştüm iman edenlerin imansızlığına. Hoyrat bir at imişim siyasetin mezbelesinde, seyislerin köpekliği ensemde. Kafam dar bir koridorun ahmaklar labirentinde.
Divana inancımı yitirdim. Donuk bir tebessüm oldum babamın dudaklarında, hayal kırıklığı oldum karımın davetkar şah damarında. Düştüm gözlerden, sözlerden düştüm. Kendir oluyor kelimeler dilimin ucunda, tek kanatlı bir uçuşum şimdi, gayya kuyusunun dipsiz uçurumunda.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Mezkûr dize zihnimde açmadan evvel ben de çok durdum, durduruldum, ellerde eteklerde öbek öbek taş gördüm ve hâliyle, yürüyüp geçtim. Dize yürüyüşün iz düşümü.
Mezkûr dize zihnimde açmadan evvel ben de çok durdum, durduruldum, ellerde eteklerde öbek öbek taş gördüm ve hâliyle, yürüyüp geçtim. Dize yürüyüşün iz düşümü.
El pençe Divan'a durasım geldi bu şiirin önünde. Neden mi? Belki de derinliğini anlamadığımı anladığımdan; belki de bir parça anladıysam, onu da kısır dilimle ifade edemeyeceğimden... Fakat imansızların imanına yapılan vurgu çok etkiledi beni. İnanmak mümkün mü imandan söz edenlerin imansızlığına bunca tanıklık ediyorsa "aklı selim" insan. Ve nedense bu betim bana (sembol olarak) elleri sopalı taşlı "iman" eden imansızların çemberinde; kanlar içinde yatan bir kadını anımsattı. Kapıların her geçen gün biraz daha bu görüntülere aralandığının dehşetini hissettirdi... İşte bu duygu kapılmak da "gayya kuyusunun dipsiz uçurumunu işaret edici..!
Hocam, çok uzattım; farkındayım. Ancak şiirinizin her bir imgesinde derin bir bilgelik var. İyi anlamak gerek iyi yorum bırakabilmek için. Tercüme edememek ve yoramamak da benim dilimde kendir olmakta!
Bu güzel şiir için çok teşekkür ederim. Saygı ve selam ile.
İyi ki uzattınız hocam, iyi yaptınız. Ama derin bilgelikten ziyade şiirin her dizesinde hayatın(mın), belki de hayatı yorumlamamın, içimin, şüphemin, bulanık inançlar keşmekeşinin, benlik telaşı ve pişmanlıklar esintisi var.
Yaşamın hakkını iricene ver(e)meyenlerin ya da yaşamı anlamlandırma güçlüğü çekenlerin, kim bilir belki de anlamını bulup da unutmuş olanların yolu şiir ile kesişir.
Kanlar içinde yatan kadının göğündeki öfkeyi biliyorum. O öfkenin her çeşidini biliyorum.
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Ve samimiyetinize istinaden; üç vakte kadar düz bir yazıyı paylaşacağım sizinle, umarım yazı okumanız ile tohum olmaktan çıkıp çiçek açar.
İyi ki uzattınız hocam, iyi yaptınız. Ama derin bilgelikten ziyade şiirin her dizesinde hayatın(mın), belki de hayatı yorumlamamın, içimin, şüphemin, bulanık inançlar keşmekeşinin, benlik telaşı ve pişmanlıklar esintisi var.
Yaşamın hakkını iricene ver(e)meyenlerin ya da yaşamı anlamlandırma güçlüğü çekenlerin, kim bilir belki de anlamını bulup da unutmuş olanların yolu şiir ile kesişir.
Kanlar içinde yatan kadının göğündeki öfkeyi biliyorum. O öfkenin her çeşidini biliyorum.
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Ve samimiyetinize istinaden; üç vakte kadar düz bir yazıyı paylaşacağım sizinle, umarım yazı okumanız ile tohum olmaktan çıkıp çiçek açar.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.